TRABZON kentinin yetiştirdiği ünlü eğitmenlerinden Ala Türkmen'in, Vargit adlı mükemmel bir kitabı vardır.
Okurken duygulanırsınız, ağlarsınız, sızlanırsınız. Tıpkı kulüplerine tutkun olan taraftarların sevgisi gibi, aşkı anlatır Türkmen... Beşiktaş ve Trabzonspor'a futbolu unutturan teknik patronlar dünkü maçta cevaplarını aldılar; "Vargit." Ertuğrul Sağlam ile Ziya Doğan, kulübede varlar ama takım kurgusunda ve sistemde yoklar.
90 dakikada beş golün olduğu ama futbolun olmadığı maçta heyecanı, yardımcı hakem Baki Tuncay Akkın kaleci Rüştü'nün hareketini yanlış görerek yaptı. Hakemlerin yapmaya devam ettiği hataları görünce YıldırımDemirören'i hatırladık. Hani, masaya yumruğunu vurduğunda toz kaldıracaktı. Hilmi Ok değil yay gibi olmalıydı. Hakemler sanki birilerinden intikam alıyor.
Sedef niye oynatılmıyor?
Beşiktaş'ı izleyenler ya sezon başında iyi hazırlanamadığını ya kadronun kalitesiz ya da teknik patronun işi bilmediğini düşünürler. Milli takımın performansına bak Beşiktaş'ı gör. İkisi de birbirinin aynası. Her maçta değişken kadro. Ne kadar hızlı olursa olsun, milli takımın sol beki İbrahim Üzülmez dün yenilen iki golün kahramanıydı. Ertuğrul Sağlam biraz sağlıklı düşünebilse rotasyon yapar; geçen sezonun kahramanlarından Mehmet Sedef'i zaman zaman Üzülmez'in yerine monte ederdi. Sezon başından bu yana suratına bile bakılmayan Burak Yılmaz, Trabzon'da attığı nefis golle ve oynadığı futbolla teknik heyeti uyandırdı.
Dünkü galibiyet güzel ama çarşamba günkü rakip Liverpool'un Trabzonspor'a benzemeyeceğini vurgulamak isterim. Liverpool gibi bir takım 2-0'dan maç vermez. Hele hele Şampiyonlar Ligi'nde hiç vermez.
Trabzonspor için fazla bir şey yazmaya gerek yok. Bunca masrafa ve çabaya rağmen iyi bir ekip kurulamamış. Takım, ruhunu teslim etmiş.