11 Ağustos 2002
<B>BEŞİKTAŞ</B>'ın bu sezon 12 değil 22 transferde yapsa başı dertten kurtulmayacak. Siyah beyazlılar, Bursaspor karşısına eksik kadro ile çıkmasına rağmen sergilediği futbol ve attığı gollerle alkışlandı. Ancak orta hakem Metin Tokat orta sahadan çaldığı penaltı düdüğü ve ofsayt golü geçerli sayması ile art niyetli olduğunu bağıra bağıra ispatladı. Tokat'a yakışmadı.
Beşiktaş tam 7 yıldır yatalak bir vaziyette, hayatla tüm bağlarını koparmış, ne lig şampiyonluğu ne de Şampiyonlar Ligi gibi sosyal olaylara katılıyor. Tüm bu sorunları bilen Serdar Bilgili yönetimi, 100'ncü yılda inanılmaz transferler yaparak, takıma önemli takviyeler yaptı.
Bursaspor karşısında yürekli ve teknik oyunuyla 90 dakika saha üstünlüğünü elinde bulunduran siyah beyazlı takımdı. Tümer, futbol zekası bakımından Sergen'den biraz hümanistlik kapıp şahsi oynamasa, defansta fiziki markaj yerine gol markajı yapılmasa, bu sezon süper bir Beşiktaş seyredeceğiz.
SORUNLAR GİDERİLİR
Pancu tek başına çalıştı, attığı süper gol ile umut verdi. Sergen ikinci yarıdaki tekniğini yüreği ile bütünleştirince, tribünler ayaklandı. İlhan Mansız kendine güveni kazanır, Niyazi ve Tolga daha dikkatli olursa, sorunlar giderilir.
Yasin bu sezon Sergen ağabeyinin yokluğunu aratmayacak. Kaleci Cordoba altı pas içersindeki topların rakibe değil kendisine ait olduğunu idrak ederse, bu takımı değil hakemler, kimse tutamaz. Ayrıca başarıya taraftar da inansın. Beşiktaş'ı geçmiş yıllardan daha sağlıklı ve inançlı görüyorum. Yeter ki, hakemler maçları at gözlüğü ile yönetmesin. Orta sahadan penaltı verilmesi, her halde FİFA korkartlı hakemler arasında sadece Metin Tokat'a nasip olmuştur.
Yazının Devamını Oku 1 Ağustos 2002
<B>A</B>TİNA'DA, Beşiktaş kafilesini, İstanbul'dan göçeden Rum vatandaşlarımız karşıladı. Aralarında eski mahalle arkadaşlarım, hatta yüzünü hayal meyal hatırladığım çocukluk aşkım Sofia, kuzenleri İrini ve Mara da çocuklarıyla gelmiş, ellerindeki siyah beyaz bayraklarla yılların hasretini dindirmeye çalışıyorlardı.
Atletic Enosis Union of Constantinapolis (İstanbul takımı olduğunu vurgulayan AEK) yeni sezon açılışını Beşiktaş ile oynamanın gururunu yaşadı. 1964-1970 yıllarında, İstanbul'dan adeta kaçarak Atina'ya gelen binlerce Beşiktaşlı Rum tribünleri doldurup, siyah beyaz aşklarını gözyaşlarıyla haykırdı.
ACI GERÇEKLER
Beşiktaş yönetimi 18 tane yabancı oyuncu alıp deneyeceğine, 4 tane adam gibi futbolcu alsaydı, yorgunluk bu maçın bahanesi olmazdı. Bakın Cordoba'nın yaptığı şaklabanlıklara. Hele İtalya'da kullanım tarihini doldurmuş olan Zago'ya. Dost acı söylermiş, AEK özel maçta siyah beyazlı takımın acı gerçeklerini ortaya çıkardı. Çünkü onlar dost takımdı. Onlar önümüzdeki yıl Şampiyonlar Ligi'nde yapılacak mücadele için zıpkın gibi takım oluştururken, 100'üncü yılda yapılan basiretsiz transferler Beşiktaş'ın taraftarlarını hayal kırıklığına sürükledi.
Atina'da milyonlarca dolara alınan transferler rüzgar gibi savrulurken, Nihat, Yasin gibi yıldızları yetiştiren Antrenör Hürser Çetinoktay'ın, son yetiştirdiği ve aylık 200 milyona talim eden Ali Cansun şeref sayısını kaydetti. Bunun da verdiği dersi dilerim anlamışsınızdır. İşi bilmiyorsanız, bırakın Beşiktaş'ın yakasını.
Yazının Devamını Oku 26 Temmuz 2002
<B>SABAH </B>antrenman, akşam özel maç yapan Beşiktaş dün, İsviçre Birinci Lig takımlarından Thun ile oynadığı özel karşılaşmayı kaybederken eksikler de ortaya çıktı. Beşiktaş'ın orta sahasında ve kanatlarında büyük arıza var. İsviçre kampını adeta Hitler dönemindeki çalışma kamplarına çeviren Teknik Direktör Lucescu, yaptırdığı ağır antrenmanlarla futbolcuların adeta nefeslerini kesti.
Thun maçına bakarak Beşiktaş'ın geleceği ile ilgili net bir yorum yapmak kesinlikle yanlış olur. Çünkü siyah beyazlılar 3 gollü mağlubiyete rağmen en az 6 defa gol pozisyonuna girdiler. Futbolcuların çouğu son derece ağır antrenmanların ardından çıktıkları maçlarda terlerinin son damlasına kadar mücadele ettiler. Ama bazı oyuncular formanın altında kayboldular. Lucescu bu isimleri iki gün sonra eleyerek gerçek kadroyu ortaya çıkartacak. Top kontrolündeki başarısı ve süratiyle dikkat çeken Niyazi, sağ kanatta Tamer ile birlikte iyi bir ikili olacağını gösterdi. Pancu hava toplarında etkili, Radu takipçi. Tümer ise geçmiş maçlardan daha çok çalışıyor. Thun karşısında orta alandan iki kez gol pozisyonuna girdi. Gol şutlarından biri direkten diğeri de defanstan döndü. Kısaca Beşiktaş dün savaştı, ancak defansta yapılan üç önemli hata mağlubiyete neden oldu.
Yazının Devamını Oku 24 Temmuz 2002
<B>iSVİÇRE</B>'nin Fransız kantonundaki küçük kasaba Nyon, 10 bini aşkın nüfusa sahip. Bugünlerde kasabada düzenlenen caz festivali için binlerce kişi akın ediyor. Kasaba halkı misafirperverliklerini göstermek için gece gündüz koşturuyorlar. İşte böyle bir ortamda iki büyük takım; bir tarafta Beşiktaş, bir tarafta Barcelona yeni sezon için hazırlıklarını yapıyorlar. Kasabadaki festival izleyicilerini caz festivaline katılan Bryan Adams'tan çok İlhan Mansız ilgilendiriyordu. Gece geç vakitlere kadar otelin önünde nöbet tutan futbolseverler Mansız için adeta deli oluyorlardı. İşte böylesine ilginç bir ortamdan gözlerimizi Neuchatel Xamax ile oynanan özel maça çevirdik.
MÜKEMMEL OYNADILAR
Xamax karşısında, sakat olan İlhan Mansız, Ahmet Dursun, Kaan Dobra, Zago ve Sergen gibi yıldızlardan yoksun mücadele etti Beşiktaş. Ancak Lucescu'nun şans verdiği Cordoba, Pancu, Tayfur, Tümer, Ali Eren, Ali Cansun, Ronaldo ve Tolga öyle güzel oynadılar ki, yıldızların yokluğunu aratmadılar.
Bir kaç gün önce Olympique Lyon karşısında akıl almaz hatalar yapan defans bu kez oldukça iyiydi. Yenilen golün dışında hemen hiç pozisyon hatası yapmadılar. Forvette görev alan Pancu ve Ali Cansun da görevlerini layıkıyla yerine getirdiler. Özellikle attıkları goller tam anlamıyla şapka çıkarılacak türdendi. Beşiktaş'ın şu an için en büyük arızası orta sahada. Ancak Sergen'in sahalara dönmesiyle bu bölgedeki sıkıntının da geçeceğine inanıyorum.
Neuchatel Xamax karşısında başarılı bir sınav veren Beşiktaş, sakat futbolcuların ve de yeni transfer Nouma'nın da takıma katılmasıyla gerçek kimliğine bürünecek.
Yazının Devamını Oku 21 Temmuz 2002
<B>BEŞİKTAŞ</B> dün gece, geçtiğimiz yıl Fransa Ligi Şampiyonu olan ve önümüzdeki hafta, Fransa Süper Kupası finalinde oynayacak O. Lyon karşısında <B>Sergen, Yasin, Pancu, Ahmet Dursun, İlhan Mansız</B> ve <B>Zago</B> gibi yıldızlardan yoksun mücadele etti.Cordoba kaleciliğin yanında, bir de liberoda oynamasaydı Gerland Stadı'nda bol gol seyrederdik.
Beşiktaş, İsviçre kampında, ülkelerinde zirvede olan takımlarla hazırlık maçı oynadı. Lucescu'nun amacı yeni transferleri çıplak gözle seyretmekti. Yıllardır siyah beyazlı kulüpte yapılan transfer hataları, sanki bu yıl da tekrarlanacak gibi. Büyük takıma, büyük oyuncu transfer edilir. Küçük takımda büyüyenler, asla zirvede barınamazlar.
BÜYÜK DÜŞÜNMEK
Dün, Tolga ve Zafer'in acemilikleri bunu bir kez daha gösterdi. Rumen hoca elindeki malzemeyi dün Fransa Lig Şampiyonu önünde testten geçirdi. Defansın, sağ kanadın ve orta alanın arızalı olduğu görüldü. Yönetim bir kez daha düşünmeli, Real Madrid neden küçük takımdan oyuncu almıyor da, Figo'ya forma giydiriyor. Herkes, ‘‘Büyük düşünmek için büyük transferler yapılmalı’’ diyor. Beşiktaş bu yolda yürümeli.
Gelelim orta alana. Antrenmanlarda öylesine hırslı çalışan bir Sergen var ki, geldiği zaman bu alandaki eksikliği fazlasıyla kapatacağına inanıyorum. Zago defansa, Pancu ile İlhan da forvete katıldıklarında Beşiktaş'ın görünümü de değişecek elbette. Beşiktaş kongresi'nde bol keseden atanların, para vermemek için köşe bucak kaçtığı ortamda, Serdar Bilgili yönetimi, Sergen, Zago, Cordoba, İlhan Mansız, Pancu gibi yıldızlarla mücaledeyi sürdürecek.
Bilgili'nin bu sezon yaptığı en akılcı transfer Lucescu. Antrenman ve özel maçlarda izlediğim bu hoca, kimseyi utandırmayacak. Ama dünkü maçta şans bulan oyuncular da ligde kenarda oturacak. Çünkü Beşiktaş forması bazı oyunculara XL!
Yazının Devamını Oku 17 Mayıs 2002
Siyah beyazlı kulüp, Kolombiyalı kalecinin transferini bitirdi. Yönetici Kıvanç Oktay önce Fransız kulübü Metz'i sonra da Mondragon'u ikna etti.
Fransa'ya giderek, Metz yöneticileriyle bonservis pazarlığı yapan yönetici Kıvanç Oktay, 2 milyon 750 bin dolara anlaşma sağladı. Oktay, daha sonra Mondragon'u da ikna etti. Kolombiyalı kaleci 1-2 gün içinde Beşiktaş'la sözleşme imzalayacak.
MÜTHİŞ ÇALIM
Beşiktaş, ezeli rakibi Galatasaray'a transferde müthiş bir çalım attı. Siyah beyazlı yönetim, sarı kırmızılıların geçtiğimiz salı günü 4 yıllık protokol imzaladığı kaleci Mondragon'u müthiş bir operasyonla renklerine bağladı. Kolombiyalı kaleci 1-2 gün içinde sözleşme imzalayarak, resmen Beşiktaşlı olacak.
OKTAY, FRANSA'DA
Başkan Serdar Bilgili'nin bu transfer için tam yetki verdiği yönetici Kıvanç Oktay, dün akşam saatlerinde Fransa'ya giderek, Mondragon'un bonservisini elinde bulunduran Metz Kulübü'nün yöneticileriyle görüştü. Oktay, Kolombiyalı kalecinin bonservisi için 3 milyon dolar isteyen Fransız yöneticilerle 2 saat süren bir pazarlığın ardından 2 milyon 750 bin dolara anlaşmaya vardı.
MÜJDEYİ VERDİ
Kıvanç Oktay, Metz yöneticileriyle anlaştıktan sonra Başkan Serdar Bilgili ve Teknik Direktör Mircea Lucescu'yu arayarak, müjdeyi verdi. Daha sonra Kolombiyalı kaleci ile telefon görüşmesi yapan Oktay, ''Metz Kulübü ile kesin anlaşmaya vardık. Önümüzdeki sezon Beşiktaş'ta forma giymeni istiyoruz'' dedi. Her fırsatta Galatasaray'da forma giymek istediğini söyleyen Mondragon, önce olumsuz yanıt verdi.
LUCESCU DEVREDE
Yazının Devamını Oku 23 Şubat 2002
Başkan Serdar Bilgili, deplasmana dernek başkanları, kongre üyeleri ve tüm yönetim kadrosuyla geldi. Önce Sakarya'da 150 kadar kongre üyesinin oluşturduğu bir yemekte projelerini anlattı ve ‘‘Ben, hizmet adamıyım. Amacımız, Avrupa'da final oynayacak bir ekip yaratmak’’ dedi. Bilgili, mali kongreden futbol takımı gibi zirvede çıkacaklarını söyledi.
Myhre sevgisi
BEŞİKTAŞ Teknik Direktörü Christoph Daum'un, Norveçli kaleci Myhre'ye ayrı bir sevgisi var. Maç sabahı İsveçli kaleci Asper'e ‘‘hazır ol’’ diyen Daum, son dakikada yine bir sürpriz yapıp, Myhre’yi oynattı. Alman hocanın futbol otoritelerini şoke eden bu kararı, Antrenör Roland Koch’tan büyük tepki gördü.
Oda arkadaşları
BEŞİKTAŞ'ın defans oyuncusu Ali Eren, aynı evi paylaştığı Kocaelisporlu Serdar ile maç sırasında sık sık karşı karşıya geldi. Körfez ekibinin forvetinde görev yapan Serdar, sert oynayan Ali Eren'i sık sık uyarırken siyah beyazlı futbolcu, ‘‘Maça çıktığımda babamı tanımam, değil ev arkadaşımı’’ diye yanıt verdi.
Yazının Devamını Oku 11 Şubat 2002
Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdar Bilgili İstanbulspor-Beşiktaş maçının oynanacağı Güngören Stadı'na kulübe bağlı 46 Beşiktaş Derneği ve yöneticileri ile gelirken, gövde gösterisi yaptı. Dernek Başkanları ve yönetimlerinin 1,5 milyon dolarlık Beşiktaş hisse senedi alması, Bilgili'yi sevindirdi.
Saçım kalmadı
Maçta İstanbul Valisi Erol Çakır 'Beşiktaş'ta kongre üyesi ve taraftarların desteği almış bir başkan sezon sonunda şampiyonluk yaşar. Ben Güngören Stadı’nda böyle muhteşem bir tablo gördüm' demesi üzerine Bilgili 'Sayın Valim, bu desteği arkama alana kadar ne aile düzenim kaldı, ne de saçlarım'' dedi.
Steve Wonder mısın!
Beşiktaş kalecisi Myhre, maçın ikinci yarısından yaptığı hatalar ile dikkatleri üzerine toplayan Erman'ın kaptırdığı topla İstanbulspor'un gol atması üzerine genç oyuncuya sert çıktı 'İstanbulspor'dan mı bizden mi oynuyorsun. Kör sanatçı Steve Wonder mısın?' diyerek sitem etti.
Milletvekili gözlemci
İstanbulspor-Beşiktaş maçının gözlemcisi ilk kez bir milletvekili oldu. MHP Kütahya Milletvekili Seydi Karakuş, sık sık not tutarken yönetici Dr.Mete Düren ve Seyfi Karaca, 'Beşiktaş'ın maçlarına da milletvekili gözlemci yakışır. Çünkü şampiyonluğun tek adayı Beşiktaş. Maçları dikkatle izlenmesi gerekir' dediler.
Yazının Devamını Oku