‘Türkiye’yi bir tek Hamas arıyor, o da çaldırıp kapatıyor’

Bir süredir tansiyonun sinir bozucu bir müzik eşliğinde sürekli yükseldiği bir gerilim filmi gibi izliyorduk, İsrail-Gazze arasında yaşananları. Patladı patlayacak derken, bu hafta içerisinde İsrail, Gazze'ye yeni bir operasyon başlattı.

Haberin Devamı

Bu, İsrail'in Gazze'deki işgali sonlandırıp yönetimi Filistinlilere bıraktığı 2005'den bu yana düzenlediği üçüncü geniş kapsamlı operasyon.

İlki 2008'deydi. Dökme Kurşun Operasyonu kapsamında sadece havadan değil, karadan da girmişti İsrail. İkincisi de 2012'de...

Savunma Sütunu Operasyonu bu kez 10 gün sürmüştü. Gazze'nin altyapısına ve yönetimi elinde tutan Hamas'ın başta arşivi olmak üzere önemli kaynaklarına hasar veren bu operasyon varılan ateşkesle, üstelik Gazzelilerin de lehine olan birçok maddeyi içeren bir anlaşmayla sona ermişti.

Ateşkesin mimarı Mısır’dı. O dönem Müslüman Kardeşler iktidardaydı ve ateşkes açıklamasını ABD Dışişleri Bakanı Clinton ile Mısır Dışişleri Bakanı Kamil Emir birlikte yapmışlardı.

Haberin Devamı

Ancak Türkiye de masaydı. Daha sonra basına da çıktı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve dönemin Adalet ve Kalkınma Partisi Başkan Yardımcısı Ömer Dinçer Kahire'deydi, görüşmelere katılıyordu. Türkiye’nin İsrail ile arasının kötü, Mısır ile çok iyi olduğu bir dönem. Ancak, Türkiye’nin masada olmasının nedeni ise Hamas'ı ikna etmekti.

DIŞARIDA BAŞARILI, İÇERİDE SIKINTILI

Varılan ateşkes, henüz birkaç aydır iktidarda olan Müslüman Kardeşler hareketinin ilk ve sonradan anlaşılacağı üzere de son uluslararası başarısı olarak tarihe geçti.

Mısır, o dönem böylesine önemli bir anlaşmanın mimarı olmuştu olmasına ama kendi içinde bir türlü sular durulmuyordu. Dönemin Devlet Başkanı Muhammed Mursi, kendisine çok geniş yetkiler veren bir anayasa değişikliği hazırlamış ve referanduma gitmeye hazırlanıyordu.

Mısır sokakları karışıktı, muhalefet hemen her gün düzenli gösteriler düzenliyor, güvenlik güçleriyle eylemciler çatışıyordu.

Haberin Devamı

Mısır'da çok ciddi bir rahatsızlık vardı. Muhalefet, Mursi'den şikayet ediyordu. Biz diktatörlük istemediğimiz için Hüsnü Mübarek'i devirdik, Mursi ondan beter olmaya çalışıyor, diyorlardı.

Müslüman Kardeşler ise yapılan düzenlemelerin ülkeye demokrasi ve huzur getireceğini savunuyordu. Anayasa referandumu yapıldı, Müslüman Kardeşler istediğini aldı. Ancak ortalık iyice karışınca altı ay sonra darbe oldu. Darbeyi yapan General Sisi, sonra üniformasını çıkardı, sandığa gitti ve seçildi.

TÜRKİYE HARİÇ, HERŞEY DEĞİŞTİ

Mısır'daki bu darbeye Ortadoğu liderliği için tarihsel rakibi Türkiye haricinde yüksek perdeden tepki gösteren olmadı. Türkiye ise aradan bir yıl geçmiş olmasına ve dünyanın Sisi'yi meşru bir lider olarak kabul etmiş olmasına rağmen tepkisini ve sert tutumunu sürdürüyor.

Haberin Devamı

Bu tepki o boyutta ki, Cumhurbaşkanı Gül'ün Sisi'ye tebrik telefonu bile, Başbakan Erdoğan tarafından tepkiyle karşılandı.

Aynı şekilde İsrail'e karşı da... Obama'nın bizzat devreye girmesine ve İsrail'in de Türkiye'nin tazminat ve özür taleplerini kabul etmiş olmasına rağmen, içerideki sert söylemler nedeniyle bu normalleşme süreci bir kez daha askıya alındı.

Özetle İsrail'in son iki Gazze operasyonu arasında geçen iki yıla yakın sürede Türkiye'nin dış politikası hariç hemen her şey değişti, bölgede.

Bugün Suriye'de iç savaş devam ederken, cihatçı Irak-Şam İslam Devleti'nin yarattığı tehlike Irak'ı bölünme noktasına getirdi. Ürdün, Lübnan IŞİD tehdidi altında, Yemen’de hemen her gün çatışmalar var.

Haberin Devamı

Yani, Ortadoğu'nun hemen her yeri ateş topuna dönmüş durumda...

SİSİ ARTIK MEŞRU LİDER

Hem Batılı devletler, hem uluslararası örgütler, hem de Ortadoğu'daki ülkeler tüm bu yaşananların ışığında yeni bir yol haritası belirlemeye çalışıyor.

Son olarak ABD Dışişleri Bakanı Kerry, uzun bir Ortadoğu turuna çıktı. Irak'ı Mısır'da Sisi ile görüştü. Uluslararası ajanslara Kerry ile Sisi'nin diz dize oturduğu fotoğraflar düştü.

Irak'ta hem Bağdat'a hem Erbil'e gitti. Ürdün'ü, Suudi Arabistan'ı ziyaret etti. Türkiye'ye ise uğramadı.

Her ne kadar dışişleri bakanlığı yetkilileri özellikle hükümete yakın gazetelere "biz perde arkasında birlikte çalışıyoruz" mesajını fısıldıyor olsa da, ABD'lilerin Türkiye ile aynı kareye pek girmek istemediği de açıkça görülüyor.

Haberin Devamı

Musul'da Türk diplomatlar IŞİD tarafından kaçırıldığında, Obama'nın Erdoğan'ın telefonunu Yardımcısı Biden'a yönlendirmesi hala akıllarda.

Ortadoğu'da son durumla ilgili neredeyse hemen her gün telefonla ya da yüz yüze yapılan görüşme trafiği yoğun bir şekilde sürüyor.

SİSİ’Yİ ARAYAN ARAYANA

Türkiye, Irak'ın komşusu, bölgenin en önemli aktörlerinden biri olmasına rağmen, Mısır daha aktif bir oyuncu olarak ön plana çıkıyor.

Son olarak, Irak Başbakanı Maliki, ülkesindeki son durumu görüşmek üzere Sisi'yi aradı. Yapılan açıklamalara göre, iki lider, Irak'la ilgili ortak kaygılarını paylaştı.

Şimdi de Gazze'deki durumla ilgili devrede. Hem BM Genel Sekreteri Ban hem de Filistin Devlet Başkanı Abbas, Sisi ile son durumu görüştüklerini açıkladı. Her ikisi de birçok ülke lideriyle temas kurarken, Türkiye'nin ise adı geçmedi, açıklamalarda.

Oysa, Türkiye uzun yıllardır siyaseten iç istikrarına sahip olmasına karşın Mısır'ın son üç yılı çok karışık geçti. Eylemler, devrimler, darbeler birbirine girdi. Hala da sular durulmuş değil. Her şeye rağmen, dünya devletleri şu aşamada Sisi yönetimindeki Mısır'la birlikte çalışmaya daha niyetli görülüyor.

MISIR’DA DIŞ POLİTİKA GELENEĞİ

Zaten, uluslararası ilişkilerde reel politik denilen şey de tam olarak bu. Mısır'ın sahip olduğu devlet geleneğinin ve dünyada olanları kendi politikasına uygun yorumlamak yerine, kendi politikasını dünya gerçekliklerine uyumlu hale getirebilme yeteneğinin burada önemli rol oynadığı şüphe götürmez bir gerçek. İktidar çok farklı ideolojilere sahip isimler arasında gidip gelse de Mısır, bölge politikalarındaki istikrarı korumayı başardı.

Şimdi de İsrail ile Gazze arasında olası bir ateşkes görüşmelerinin de adresi Mısır olacak gibi duruyor.

Türkiye ise katı ve tavizsiz dış politikası nedeniyle izolasyona savrulmuş durumda. Elbette, Ortadoğu'da yaşanan süreçlerden tamamen dışlanması söz konusu olamaz. Fakat en iyi ihtimalle kendine bulabileceği yer masanın uçlarında olacak gibi.

Tüm bunların ışığında, sanırım, geçen gün Ortadoğu'yu iyi bilen bir meslektaşımın söylediği cümle, Mısır'ın küllerinden yeniden doğuşunu ve Türkiye'nin geldiği noktayı en iyi şekilde anlatıyor:

"Darbeci denilen Sisi'yi arayan arana. Türkiye'yi ise bir tek Hamas arıyordur. O da muhtemelen iki kere çaldırıp kapatıyordur."

Yazarın Tüm Yazıları