Annesi yıkamak için Pascal’ı bekliyor

38 yaşındaki eski futbolcu, yeni ekran yıldızı Pascal Nouma dışarıda kaplan annesinin yanında kuzu. Hem de süt kuzusu...

Dünyaca ünlü futbolcuydu. 2000 yılında Beşiktaş’a transfer oldu. Arada Olimpik Marsilya’ya gitti geldi. 2003 yılında oynadığı bir maçta Fenerbahçe’ye gol attıktan sonra tribünlere döndü ve elini şortunun içine soktu. Agresif futboluna ve hareketlerine alışkındı herkes; sık sık kavgaya karışıyordu adı ama bu kez ortalık fena ayağa kalktı. Sözleşmesi feshedildi, Türkiye Futbol Federasyonu’ndan yedi ay men cezası aldı. 31 yaşındaydı...
Sonra bir Katar takımına gitti, olmadı; futbolu bıraktı.../images/100/0x0/55ea8c01f018fbb8f8871654
Ardından yine Türkiye’ye geldi. ‘Dünyayı Kurtaran Adam’ın Oğlu’ filminde ve çeşitli reklam çalışmalarında rol aldı. Yarışma programlarına katıldı. ‘Yok Böyle Dans’ın ardından ‘Survivor’ ile yıldızını iyice parlattı. Ancak yine kendine hakim olamadı, adada sinirlenip Nihat Doğan’a saldırınca yarışmadan diskalifiye edildi...
Kısacası Pascal Nouma ismi hep kavga gürültüyle yan yana anıldı.
Star TV’de yaptığımız ‘Duymayan Kalmasın’ adlı programa geçen hafta Pascal Nouma konuk oldu. Yayın öncesi aklımdan bunlar geçti... Ne sorsam da sinirinden nasibimi değil, cevabımı alsam diye düşünüp durdum...
Oysa bambaşka bir Pascal Nouma vardı yayında. Kibar, neşeli, saygılı ve sevecen (Sevecen kısmını özellikle ekledim çünkü Türkiye’ye geldiğinde ilk öğrendiği kelimelerden biri ‘canım’ olmuş. Bizlere hep ‘canım’ diye hitap etti) ama en önemlisi anne kuzusu!
Hala banyosunu annesinin yaptırdığı 38 yaşında bir küçük çocuk...
Kendisi itiraf etti...
Annesinin görüntülerini ekranda izleyince gözleri doldu bir anda, ne yapacağımı şaşırdım. Aklımdan, ‘Acaba annesi hayatta değil de ben mi bilmiyorum!’ diye geçirirken, annesini çok özlediğini söyledi. ‘Hah’ dedim, ‘Şimdi nasıl toparlayacağım durumu...’ Ve bu durumdan beni yine kendisi kurtardı, annesini tam altı aydır görmediğini söyledi. Meğer Fransa’da yaşayan annesinin uçak korkusu varmış ve oğlunun yanına gelemiyormuş. Pascal Nouma da işleri dolayısıyla gidememiş yanına ve çok özlemiş anneciğini.
O dolu gözleriyle dönüp de demesin mi, “İki hafta sonra görüşeceğiz annemle. Biliyorum bana sarılacak, yemeğimi yedirecek sonra da beni banyoya sokup yıkayacak...”
Türkçesi az ya, ben yanlış anladım sandım, tekrar sordum; yok, doğru anlamışım. 38’lik Nouma’yı hala annesi yıkıyormuş...
Ve kız arkadaşlarının bu durumdan hiç haberi olmuyormuş...

HEDEFİ BEŞİKTAŞ’A TEKNİK DİREKTÖRLÜK

Pascal Nouma’nın Beşiktaş sevgisini bilmeyen yok. “Öldüğümde İnönü’ye gömülmek istiyorum” diyecek kadar hasta Beşiktaşlı. Hala Beşiktaş’ın hiçbir maçını kaçırmıyor. Ancak artık sahada değil, tribünde omuz veriyor takımına. “Peki” dedim, “Tribünde olmak nasıl bir duygu? Sahada olmak istiyor musun ya da müdahale ediyor musun oturduğun yerden maça?”, “Hem de nasıl!” diye yanıt verdi... Ve en büyük hayalini de şu sözlerle açıkladı: “İnşallah Beşiktaş’a teknik direktör olacağım. Hayatta en çok bunu yapmak istiyorum...” Nouma bu hayalini hedefe dönüştürmek için şimdi lisans başvurusunda bulunuyor.

ADI SAVAŞÇI PASCAL NE YAPSIN!

Nouma’ya adının neden hep kavgayla anıldığını da sordum; haksızlığa dayanamadığını söyledi... Ve insanların isimlerinin anlamına uygun karakterler taşıdıklarına işaret eden hikayesini anlattı: “Annem ve babam flört ederken bir erkek çocukları olursa adını Pascal yani ‘Savaşçı’ koymaya karar vermişler. Evlenmişler. İlk çocukları erkek olmuş ama nedense adını Pascal koymamışlar, sonra bir başka oğulları doğmuş ona da başka isim vermişler... Nihayet ben doğduğumda adımın Pascal olmasına karar vermişler. Savaşçı bir oğul için beklemişler...”
Yazarın Tüm Yazıları