Güncelleme Tarihi:
Ben, dilimizde yazılmış en güzel nesrin, Murathan Mungan'ın ‘‘Şahmeranın bacakları'' öyküsü olduğuna inanırım. ‘‘Cenk Hikayeleri'' kitabındaki bu öyküyü, içimden gelen bir dürtüyle kitaplıktan alır, tekrar tekrar okurum.
Keşke öyküyü size de anlatabilseydim; ne var ki bunu yapamayacağım. Her şeyden önce anlatılamayacak kadar güzel ve ancak hissedilebilecek kadar sıcak. Ayrıca bitmeyen bir öykü bu. Onu her okuduğumda bir başka öykü okumuş gibi oluyor ama aynı öyküyü okuduğumu biliyorum.
Yapabileceğim tek şey, bu öykünün içinden bazı cümleleri alıp arka arkaya dizmektir. Bunu da başarıp başaramayacağımı bilmiyorum. Sanki o zaman da öykünün büyüsünü bozacakmışım gibi geliyor bana ve ne var ki bunu yapmaktan kendimi alamayacağımı da hissediyorum.
Çünkü öyküde diyor ki: ‘‘İnsan bilmediği şeye el uzatmamalı, el uzatıyorsa bilmeyi de göze almalı.’’
Ben bu öyküye el uzatmaya böylece karar verdim.
* * *
Ve elbette öyküye bir kez el uzatınca, başta verdiğim sözleri de tutamayacağımı hissettim. Önce, arkadaşlarının ihanetine uğrayarak bir kuyuya itilen Camsap'ın Şahmeran'la karşılaşmasını anlatmalıydım. Şahmeran onu görünce korkuyordu; çünkü insanlardan gizleniyordu ve Camsap'ın onu ele vereceğini biliyordu.
Camsap da ona böyle bir şey yapmayacağına dair sözler veriyor, yurduna dönmesine izin vermesini diliyordu.
Şahmeran: ‘‘Ya Camsap!’’ diyordu, ‘‘İnsanoğlu ihanet eder.’’
Ve ona daha önce ihanet eden Belkiya adlı bir insanoğlunun öyküsünü anlatıyordu. Belkiya, Şahmeran'a yerini kimseye söylemeyeceğine söz verdikten sonra Şahmeran'ın izniyle gitmişti. Ne var ki bir süre sonra Ukap adlı haris bir insanoğlu ile dönecek ve Şahmeran'ı tutsak edecekti.
Ukap, dünyayı ele geçirmek için ‘‘Süleyman'ın mührü’’nü arayan bir adamdı. Gözünde başka hiçbir şey yoktu.
Şahmeran, Belkiya'nın ihanetini şöyle yorumluyordu.
‘‘Beni ele verdi. Verdiği sözü unuttuğundan mı? Değil. Amacına ulaşmak için her yolu mübahtır sandı. Ulaşılmak için her yolu mübah kılan bir amaç zaten artık kendi olamazdı. Belkiya birçok şey gibi bunu da bilemedi.''
* * *
Haris Ukap için de şöyle diyordu:
‘‘Ukap tutkusunun kurbanı olacak. Dünyayı ele geçirmek isteyen nice kişinin sonu kendi ateşiyle kavrulmak olmuştur. Dünyayı ele geçirdiklerini sandıkları anda bile yanılgıların en büyüğünü yaşıyorlardır. Halkın kayıtsız şartsız boyun eğişine yenilmişlerdir. Buyurmanın gücü kısa sürede kör etmiştir onları. Kendini ele geçirememiş bir kişi dünyayı ele geçirse ne olur?’’
Camsap, Şahmeran'a, yerini bilen bir başkasının onu ele vermesinden korkup korkmadığını sorunca şu cevabı alıyordu:
‘‘Aramızda sevgi bağı yoktu ki beni ele versin. İhanet sevgi söz konusu olduğu zaman vardır.’’
‘‘Bazı sevgiler imkânsızlıklarıyla vardırlar ya Şahmeran’’ dedi Camsap.
‘‘Kimbilir belki de sevgi de imkânsız bir şeydir ya Camsap’’ dedi Şahmeran...
Kim bilir?!