Paylaş
GEÇEN yıl Çanakkale'den gelen bir haber beni çok etkilemişti. Köylerden toplanan gençler Çanakkale Belediye Başkanı İsmail Özay'a çıkıp, ‘‘Artık hor görülmek istemiyoruz, biz de köyümüzde uygar hizmetlerden yararlanmak istiyoruz’’ demişti. ‘‘Hálá umut var’’ demek için güzel bir neden.
KÖYDEN kente plansız göçün getirdiği sorunları yazıp çiziyoruz. Göç, çarpık kentleşmeden tutun da sokak çocuklarına uzanan bir dizi teknik ve sosyal sonucu ortaya çıkarıyor. Ancak büyük şehirlerdeki yaşam zorluğu bu hızı biraz kesmişe benziyor. Köyde yaşayanlar da artık eskisi kadar bilinçsiz değil. Geçen yıl Çanakkale'den gelen bir haberde bu ışığı gördüm.
ÇANAKKALE'nin merkez köylerindeki gençlik temsilcileri Belediye Başkanı İsmail Özay'a çıkıp, dertlerini anlatmıştı. Aynı zamanda üniversite öğrencisi olan Gökhan Bayram'ın isyan dolu sözlerine bakın;
‘‘Köyler 1927 yılında çıkarılan kanunla yönetiliyor. Yaşam da hálá bu yılların izini yansıtıyor. Kahvehane dışında sosyal, kültürel ve spor alanı yok. Köyde yaşayan gençler, toplumda hor görülüyor. Değişim için örgütlenip sesimizi duyurmak istiyoruz. Bizlere yönelik yatırım istiyoruz.’’
DOĞRUSUNU söylemek gerekirse, bu görüşmelerin ardından hiç bir şeyin değişmediğini tahmin etmek zor değil. Ancak üniversiteli bir köy gencinin arkadaşlarının önüne düşüp önderlik etmesi bile bir değişimin işaretini vermiyor mu?
KÖYDE yetişip, bürokraside, iş dünyasında, siyasette kendilerine ön sıralarda yer bulanlar malesef bu üniversiteli arkadaşımız kadar bile geldikleri yer için çaba göstermİyor. Ankara'da, İstanbul'da oturan, tüm Adanolu'yu kabul etmek gerekirse, ‘‘Hor’’ görüyor.
ANCAK tablo olumsuz görünse de, umutsuz değil. Size Aydın'dan bir örnek vereceğim. Aydın veya ilçelerinde büyüyüp Türkiye'nin en iyi üniversitelerini bitirmiş, Ankara'da ekonomi bürokrasisinde gelecek vaadeden mevkilerde, yaşları 25-30 arasında değişen gençler, ‘‘Aydınlı Genç Bürokratlar Grubu’’ adıyla biraraya gelmiş.
KENDİLERİNİ; ‘‘Aydın’a ve Aydınlı’ya faydalı olabilecek her olgu ve olaya destek vermek, bu olaylara dikkat çekmek, insanımızı uyarmak, girişimlerde bulunmak, fikir ve çözüm üretmek, güzel Aydınımızın bize sunduklarını ödeyebilmek adına yola çıkmış, her biri konusunda yetkin, dilde değil, özde gönüllü arkadaşların oluşturduğu bir düşünce platformuyuz. Her türlü siyasi ve ekonomik çıkar ilişkisinden uzak, kimseden emir ve talimat almayan bağımsız bir platformdur’’ diye tanıtıyorlar.
BU grubun önündeki en önemli iki hedef ise İzmir Vadeli İşlemler Piyasası’nın kurulması, diğeri de Toprak Koruma Kanunu'nun çıkması.
KENDİLERİNE bir de www.aydinzeybegi.cjb.net adresiyle internet sitesi oluşturmuşlar. Sitenin editörlüğünü Rekabet Kurulu'nda çalışan Hilmi Bolatoğlu yapıyor. Sitede Aydın'la ilgili fotoğraflar, bilgiler yeralıyor. Memleket hasreti çeken ‘‘Efeler’’ için de iyi bir buluşma adresi.
BENİM çok önemli bulduğum bir de ‘‘Güncel’’ diye bir bölüm var ki burada tarım ürünleri piyasasıyla ilgili son bilgiler veriliyor. Dış Ticaret Uzmanı Mehmet Ekizoğlu'nun Ege'nin en önemli iki ürünü zeytinyağı ve pamuk piyasası konusunda verdiği bilgi ve ‘‘Tüyolar’’ çok önemli, başlı başına bir yazı konusu. ‘‘Köylülerde internet mi var’’ diye düşünmemek lazım. Bugün tek tük var, yarın daha çok olacak.
ASIL önemli olan insanların ‘‘Çıktığı’’ yeri unutmadan, karınca kararınca vefa borcunu ödemeye çalışması. Çünkü hepimiz, bizi var eden Ege'nin bereketli topraklarına çok şey borçluyuz.
Paylaş