BİRLEŞMİŞ Milletler’in bir incelemesine göre bugün dünyada 60 yaşın üstünde 600 milyon insan var. Her toplumun ihtiyarlara yaklaşımı değişik.
Gelişmiş ülkelerde devlet yaşlıları himaye ederken toplum onları gittikçe daha fazla dışlıyor. İki yıl önce Fransa’daki sıcak dalgasında çok sayıda yaşlı, ilgiden yoksun ve bakımsız kaldıkları için ölmüşler ve bir kısmının cesedine sahip çıkacak aile efradı bile bulunamamıştı. Fakir ülkelerde devlet duyarsız, fakat aileler yaşlılarını himaye ediyorlar. Fakirliği paylaşmak zenginliği paylaşmaktan daha kolay.
***
Çağdaş filozoflardan Régis Debray, ihtiyarlık hakkında bir kitap yazmış. Daha elime geçmedi, fakat Paris Match’te onunla yapılan çok çarpıcı bir söyleşiyi okudum. Bakın 60’ını geçmiş biri olarak çok özetle neler diyor:
’Bugün dünyamızda önemli olan ‘in’, ‘top’ ve ‘look’tur. İhtiyarlar bu üç kriterin hiçbirine uymuyorlar... Bir yaşlı ancak estetik ameliyat geçirdiyse, ‘basket’ ayakkabılarla ve kırışıklarını gizleyen makyajla dolaşabiliyorsa, genç görünmeyi başarıyorsa ortalığa çıkabiliyor... İhtiyarlık algılamasının temelinde insanın hayat ve ölümle ilişkisi var. Bugünkü uygarlık, ihtiyarlara yer vermeyen tarihteki ilk uygarlıktır. İhtiyarlığın doğal bir yaş olduğu, basiret ve tecrübeyi temsil ettiği fikri bir tarafa bırakılmıştır. Aslında bunda Hıristiyanlıktan uzaklaşmanın büyük rolü var. Dine göre bir ruhumuz olduğu kabul edildiği sürece, sadece vücut değildik. Ruhumuz kalmadığı andan itibaren yalnızca vücut olarak görülüyoruz. Ve o zaman ancak gençlik ve güzellik prim yapıyor. İhtiyarlara karşı ayrımcılık başlıyor. Suçluları cezaevlerine, akıl hastalarını tımarhanelere koyduğumuz gibi yaşlıları da huzurevlerine koyuyoruz... Olgun insanların değeri kalmadı. Televizyon tartışmalarında ‘Siz artık geçmişin insanısınız’ diyen kazanıyor. ‘Yaşlı Avrupa’dan bahsediliyor... İhtiyar sözcüğünün hakaret anlamına gelmesi için 20 bin yıl geçmesi gerekti. İhtiyar artık bir referans, bir totem değil, bir rahatsızlık unsuru. Bir doktor yaşlıların yaşamlarının son altı ayında çok pahalıya mal olduklarını, bu yüzden altı ay önce ölmelerini sağlamak gerektiğini söylemedi mi? Kudret sahibi yaşlılar bir azınlık. Güçleri servetlerinden geliyor. Bir gerontolog biliyorum, kendine danışan zengin hastalarına ‘Sakın paranızı elinizden kaçırmayın, elinizdeki tek otorite budur’ tavsiyesinde bulunuyor.’
***
Bereket versin Türkiye’de yaşlılara daha o kadar kötü muamele edilmiyor. Sokakta baba veya dede diyerek yaşınızı hatırlatıyorlar, trafikte kızınca ‘moruk’ diye bağırıyorlar, ama genellikle saygı gösteriyorlar. Aile bağları zayıflama eğiliminde ise de temel bir dayanışma mevcut. Yaşlılara geçmişin sesi damgasını yapıştıranlar az. Fakat istisnalar var. Geçenlerde Radikal’de Yıldırım Türker, Rahşan Ecevit’e kızdığı için ihtiyarlara fena çatıyordu: ‘Yenisini düşünebilmeye vakitleri kalmadığından bildiklerini muhafaza etmek için çırpınıyorlar... Korku kışkırtıcılığı, komplo ticareti yapıyorlar.’ Evet böyle yapan yaşlanmış politikacılar veya emekli yüksek memurlar var, fakat etrafıma bakıyorum, komplo teorileri üretenlerin ve ballandıra ballandıra anlatanların çoğu genç! Akıl yaşta değil baştadır. Bu hem gençler hem de yaşlılar için geçerli.