HAFTA başında Washington’da Türk Amerikan İş Konseyi ile Türk-Amerikan Konseyi’nin ortaklaşa yaptıkları toplantıda, evvelki yıllara nazaran çok belirli bir iyimserlik havası esiyordu.
Bu değişikliğin başlıca nedeni kuşkusuz PKK’ya karşı Kuzey Irak’ta girişilen son operasyonun ABD’nin desteği ve işbirliği ile gerçekleştirilmesiydi. Bir başka neden geçen yıl ilişkiler için çok büyük bir tehlike teşkil eden ’Ermeni soykırımı’ tasarısının Temsilciler Meclisi’nde oylanmasından Başkan Bush’un ve yönetimin çabaları sayesinde vazgeçilmesidir.
Cumhurbaşkanı Gül’ün ve Başbakan Erdoğan’ın arka arkaya yaptıkları ziyaretler de karşılıklı güvenin kurulmasına ve işbirliği zemininin yaratılmasına katkıda bulunmuştur.
* * *
Irak savaşından sonra çok yaygın bir medya kampanyasının da etkisiyle oluşan şiddetli Amerika aleyhtarlığı, ilişkilerimizin Türkiye’nin de çıkarlarına uygun düşen yönlerinin de tamamen göz ardı edilmesi sonucunu vermişti.
Oysa iki ülke arasında gerçekten stratejik olarak nitelendirilebilecek ortaklık yine de bir şekilde devam etmiş ve şimdi yeni bir ivme kazanmıştır. Bu bağlamda savunma endüstrisi alanındaki gelişmeler özel bir önem taşıyor.
İki tarafın bu alanda beraberce yürüttüğü projelerin mali portesi 17 milyar dolar. 7 milyar dolar tutarında yeni projeler ayrıca gündemde. Yeni F-35 savaş uçağı projesi özellikle dikkat çekici. Türkiye bu uçağın gövdesini inşa edecek ve hava kuvvetlerine yüz F-35 katacak.
Helikopter konusunda da benzer bir proje söz konusu, fakat başka ülkelerle işbirliği opsiyonu şimdilik elde tutuluyor. Ortadoğu’daki Amerikan kuvvetlerinin lojistik ihtiyaçlarının bir kısmının Türkiye’den sağlanması üzerinde de duruluyor.
* * *
Enerji işbirliğinde yeni sahalar açmak olasılığı var. ABD’nin geniş ölçüde politik desteği ile inşa edilen Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı yılda 50 milyon ton petrol naklediyor. Şah Deniz gazını Türkiye’ye getiren boru hattı da işletmeye açıldı.
ABD Hazar bölgesi gazını Viyana’ya kadar taşıyacak olan Nabucco projesine de destek veriyor, fakat bu projenin gerektirdiği gaz miktarı daha bulunmuş değil. Amerikalılar Irak gazının Türkiye üzerinden geçirilmesini öngörüyorlar.
Petrol ve gaz dışında ABD Türkiye’de inşası planlanan nükleer santrallara da ilgi duyuyor, fakat galiba bu alanda Japonların veya Fransızların şansı daha fazla.
* * *
Ekonomik alana gelince, karşılıklı ticaret hacmi 12 milyar dolar. Çok büyük bir rakam değil ve Türkiye’nin ABD’ye ihracatı azalma eğiliminde. Buna karşılık geçen yıl Türkiye’ye gelen direkt yatırımlar 4 milyar doları bulmuş. Türkiye’deki toplam Amerikan direkt yatırımlarının tutarı 10 milyar dolar, bütün yabancı direkt yatırımlarının yüzde 10’u kadar.
Ekonomik alandaki en dikkat çekici gelişmelerden biri de Türk ve Amerikan şirketleri arasında artan ortaklıklardır. En büyük inşaat şirketlerimiz Amerikalı ortakları ile birçok ülkede beraber çalışıyorlar. Diğer şirketlerimiz de ortaklık ilişkileri içindeler. Koç Holding ile Ford ve Doğuş ile General Electric arasındaki ortaklıklar bunlara en güzel örnek.
* * *
İlişkilerdeki somut gelişmeleri yansıtan bu tablo ABD’ye karşı kamuoyumuzun genel eğilimini ne kadar değiştirebilir? Irak savaşının başından beri cereyan eden olaylar karşısında, televizyon dizilerinin, sansasyon filmlerin, komplo teorilerinin ve medyanın hiç değilse bir kısmının yayınlarının tesiri ile Türkiye’deki Amerikan aleyhtarlığı Arap ülkelerine oranla dahi çok güç kazandı ve ister istemez hükümetin politikasını da zaman zaman etkilemekten geri kalmadı.
Kamuoyunun desteği olmadan bir politikanın başarı şansı yoktur. Dolayısıyla Türk-Amerikan ilişkilerindeki gelişmelerin ışığında özellikle Dışişleri Bakanlığı’nın kamuoyunu doğrudan aydınlatmaya ve yanlış algılamalara meydan bırakmamaya daha fazla önem vermesi gerekir.