Siyasi linç güdüsü

ÜLKEMİZDE ne yazık ki siyasi linç güdüsü çok kuvvetli. Erdem tekelini ellerinde tuttuklarına inanan dogmatiklerin ezberine uymayan bir düşünceye karşı eleştiri yetmiyor, ille karakter cinayetine kalkışılacak. O düşünceyi ileri süren çok kolaylıkla vatan haini bile ilan edilebilecek.

Hedef kişiyi ölüm bile kurtaramıyor. Türkiye’yi her alanda dünyaya açan reformların mimarı Turgut Özal buna en güzel örnek değil mi? Onu hálá muntazam aralıklarla yerin dibine batıranlar yok mu? Buna karşılık Türkiye’yi felakete sürükleyenler makbul.

Takati tükenmiş bir devleti savaşa sokan, silahtan, teçhizattan

ve lojistik destekten mahrum Osmanlı ordusunu cepheden cepheye koşturarak telef eden, Türkiye’yi bugün hálá kıskaç içinde tutan bir jakobenizm mirası bırakan, Atatürk’ün tam antitezi Enver Paşa hálá kahraman!

* * *

Siyasi lincin son kurbanı da 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren oldu. Suçu, Sabah Gazetesi’ne verdiği bir demeçte Türkiye’nin ileride eyalet sistemine geçebileceğini söylemek. Kendisine yöneltilen hakaretlerin haddi hesabı yok. Muğla Savcısı, hakkında inceleme bile başlatıyor.

Evren Paşa’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını, isminin her yerden silinmesini isteyenler bile var! Ancak Kenan Evren’in gerçekte ne dediğini kimsenin araştırdığı yok. Almanya’daki eyaletlere atıfta bulunduğu için Alman federal sistemini önerdiği sonucuna varıldı.

Oysa Evren’in ifadeleri, daha çok merkezi yönetimdeki kilitlenmeleri önleyecek idari bir yapılanma üzerinde durduğunu açıkça gösteriyordu. Üniter devlet sistemini değiştirilmesini öngördüğünü kanıtlayacak tek bir söz sarf etmedi.

Kaldı ki demecinin hemen arkasından, yalnızca üniter devlet içinde bazı ayarlamalar kastettiğini açıkça belirtti. Ama cadı kazanı bir kere kaynamaya başladı mı durduramıyorsunuz.

* * *

Üniter devletin gayet açık bir tarifi mevcut: Ülkenin her yerinde aynı yasaların ve aynı yargı sisteminin geçerli olduğu bir devlet. Ancak bu sistem içinde ademi merkeziyete ve bölgelere elbette yer var. En azından bizim kadar üniter devlet prensibine bağlı olan Fransa’da 1982’de 26 bölge ihdas edildi.

Bu bölgeler, Almanya ve ABD’deki eyaletler gibi geniş yetkilerle donatılmış değil. Daha çok ekonomi, eğitim ve sosyal hizmet alanlarında yetkilere sahipler. Eğitim alanında da müfredata karışmıyorlar. Görevleri okul inşası.

Her bölgede ayrıca devleti temsil eden bir bölge valisi bulunuyor. Türkiye olsa olsa böyle bir sisteme ileride geçebilir. Evren Paşa’nın başka türlü düşündüğü tasavvur edilebilir mi?

Kenan Evren ayrıca seçim barajının indirilmesi gerektiğini, Irak’ta bir Kürt federe devletinin artık bir gerçek olduğunu, Kürt liderleriyle görüşmede bir sakınca görmediğini, Türkiye’nin

Kerkük yüzünden Irak’a müdahale etmesinin doğru olmayacağını belirtmiş.

Bunlar Türkiye’de, sorumluluk mevkilerinde olanlar dahil, pek çok kimsenin ileri sürdüğü sağduyulu görüşlerden farklı mı?

* * *

Kenan Evren
daha önce de Kıbrıs konusunda iş işten geçmeden bir çözüme varılmasını tavsiye etmiş ve yine saldırılara hedef olmuştu. Ne kadar haklı olduğu her gün daha iyi ortaya çıkmıyor mu?

Bakın şimdi Güney Kıbrıs, AB içinde bize her gün yeni bir tuzak kuruyor, bu yetmiyormuş gibi Fransa ile askeri işbirliğine girişiyor, Türkiye’yi ve KKTC’yi by-pass ederek Akdeniz’de petrol arama anlaşmaları imzalıyor.

Kenan Evren’i dinlemiş olsaydık, Kuzey Kıbrıs 2002’de Annan Planı’nın önerdiği federal çözüm içinde ayrı bölgesi ve kimliği ile AB bünyesinde yerini almış olsaydı, bu olumsuz gelişmelerin hepsi önlenebilecekti.

Tarihten ders çıkarmasını bilenlere hakaret edeceğimize onları dinlemeyi öğrenmeliyiz.
Yazarın Tüm Yazıları