Fransa ve Ermeniler

ABD ve Rusya’dan sonra en büyük Ermeni azınlığı Fransa’da bulunuyor ve bu azınlık, uzun yıllardan beri politikada ağırlığını etkin bir şekilde hissettiriyor.

2001 yılında Fransa "Ermeni soykırımı"nı tanıyan kanunu kabul etmişti.

Ermeni lobisinin çabalarıyla, hem muhalefetteki sosyalist parti hem de iktidardaki "Halk Hareketi İçin Birlik Partisi" (UMP), bu defa, Millet Meclisi’ne, Ermeni soykırımını reddedenleri cezalandıracak yasa önerileri sundular. Sosyalistlerin önerisi, soykırım olmadığını yazan ve ifade edenler için 5 yıllık hapis ve 45 bin Euro para cezası öngörüyor.

18 Mayıs’ta Millet Meclisi bu yönde bir öneriyi kabul ederse yasa tasarısının Senato tarafından da kabulü ve arkasından Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulması gerekecek.

* * *

Yeni girişimlerin Fransa’yı inanılmaz hukuki ve siyasi çelişkilere sürüklediği çok açık. Millet Meclisi’ne sunulan öneriler, Yahudi soykırımı ile Ermeni soykırımı iddialarını bir tutuyor. Oysa Yahudi soykırımında Nazi Almanyası liderlerinin sorumlulukları bir uluslararası mahkemenin, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Nüremberg Mahkemesi’nin kararıyla tescil edilmişti.

Ermeni iddiaları konusunda böyle bir hukuki karar mevcut değil. Diğer taraftan, daha alt ay önce, sosyalistler, Fransız kolonyalizminin Kuzey Afrika’daki olumlu rolünü vurgulayan kanunun iptalini talep edince "parlamentonun tarih ve hafıza alanındaki faaliyetleri" uzun uzun tartışılmıştı.

Cumhurbaşkanı Chirac, o zaman, "Tarih yazmak kanunun işi değildir. Tarih yazmak, tarihçilerin işidir" dediğini nasıl unutabilir. Yine geçen aralık ayında bir grup Fransız tarihçisi bir bildirgeyle tarih hakkında değer yargıları içeren bütün kanunların ve bu arada "Ermeni soykırımı"nı tanıyan 29 Ocak 2001 tarihli yasanın iptalini istemişlerdi.

Aynı tarihçiler şimdi yeni yasa tasarısına da karşı çıkıyorlar. Kaldı ki, bu tasarı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) düşünce ve vicdan özgürlüğü hükümlerini ihlal eder niteliktedir. Tasarı kanunlaşırsa ve ceza gören bir birey Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurursa, mahkemenin yasanın AİHS’yi ihlal ettiğine karar vereceği hemen hemen kesindir.

* * *

Türkiye kuşkusuz Ermeni iddialarını reddedenleri cezalandıran bir kanuna karşı tepkisiz kalamaz. Ancak tepkinin zamanlamasını iyi ayarlamak lazımdır. Tepki, yasa tasarısı parlamentodan geçer geçmez mi, yoksa cumhurbaşkanı tarafından imzalanarak yürürlüğe girdikten sonra mı gösterilecek? Bu konuda artık hükümet diplomatik ortamı değerlendirerek karar verecektir.

Türkiye’yi bu alanda zorlayacak bir unsur, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin boyutudur. Ticaret hacmi 10 milyar dolar seviyesinde. Fransız firmalarının yatırım yaptıkları sektörlerden en önemlileri arasında otomotiv, perakende ve gıda sanayii var. Carrefoursa, perakende sektöründe ilk sırada yer alıyor. Türkiye Ekonomi Bankası’nın çoğunluk hisseleri BNP’nin elinde.

Fransız sermayeli firmalar 35 bin kişi istihdam ediyorlar. Ayrıca önemli savunma ihaleleri gündemde. Türkiye, "Euro-fighter" savaş uçağı projesinde ortak. Nükleer santral inşa edilecekse Fransız firmalarının bu alanda çok deneyimli olduğu göz ardı edilemez. Türkiye daha önce de Fransa ve başka ülkelere karşı mukabil önlemler almış; fakat bunlar bir müddet sonra kaldırılmıştı.

* * *

Türkiye’ye de zarar vermeyecek en etkin tepkilerin hangileri olacağı çok iyi saptanmalıdır. Genellikle hemen başvurduğumuz bir önlem büyükelçinin geçici olarak geri çekilmesidir; fakat bunun etkisi gazetelerde manşet teşkil etmenin ötesinde marjinaldir.

Büyükelçiye asıl kriz zamanında ihtiyaç duyulduğu unutulmamalıdır.
Yazarın Tüm Yazıları