Paylaş
Ve bugünlere gelindi. Maç 26’ıncı dakikada bitti. Beşiktaş defansı nasıl bu kadar kolay gol yer akıl almıyor. Biri duruyor (Falcao), biri pası veriyor (Arda) biri vuruyor (Adrian) komik mi komik...
İlk gol sonrası Simeone’nin sevinci 3-1’lik skorun ne kadar güvensiz olduğunu bildiğinin ifadesiydi. Hele Cenk’in yediği bir ikinci gol var ki, evlere şenlik. Sözün özü Kartal’ın başında sorun, kanadında kırık, kuyruğunda kopuklar vardı. Bu Kartal yeni turlara uçamazdı ve uçamadı...
Gecenin yıldızı taraftar
İlk yirmi dakikadaki istekli Beşiktaş, maç boyu rakip ceza sahasına girmede zorlandı. Gol yemeden nasıl tur geçileceğinin hesabı yapılmamıştı. Futbol hızlı düşünüp, hızlı hareket edenlerin ve bunu bireysel değil ekip halinde yapanların başarılı olduğu bir oyun. Atletico iki bekiyle, çabuk orta sahasıyla Beşiktaş’a dün tarihi bir hezimet yaşatmadıysa bunda konuk ekibin gevşek oyununun etkisi büyük. Arda, Türkiye Ligi’nde hiçbir maçta oynamadığı kadar rahat oynadı. 19 yaşındaki Atletico file bekçisi Courtois eğer kaleciyse bizim genç dediğimiz ümit bağladığımız Cenk kaleci mi?
Lig maçlarında tribünleri bayanlara ve çocuklara bırakan Beşiktaş seyircisi dün gecenin yıldızıydı. Belli ki Carvalhal’in dolmuşuna gelmişler. Ne demişti Carlos, “Kaybedecek bir şeyimiz yok. Kazanırsak sahada 11, kulübede 7 şampiyon olacak.”
Seyirci sahi sandı tribünde yerini aldı. Ama Carlos yitirdiği itibarını, yabancı futbolcular alamadığı paralarını, yerliler yarınlarını düşünürken nasıl olacaktı bu işler. Beşiktaş’ı zor günler bekliyor.
Paylaş