Paylaş
Değişen bir şey yok. Beşiktaş’ı yenmek için Beşiktaş’tan çok gol atmak şart. Kartal’ın bu oyun anlayışında “defans” ikinci planda. Ama zevk veren sonuç getiren ilkesi, “Hücum” felsefesi de zirvede gol bölgesine böylesine çabuk ve paslarla giden başka takım yok Türkiye’de. Ama savunmada, hem takım hem bireysel defans anlayışında bu kadar gedik veren takım da azdır. Beşiktaş’ın önde isimleri Fernandes ve Oğuzhan ile özgürlüğünü kazandığında Necip. En zayıf halka sol bek Uğur Boral. Antalya da takım oyununu iyi oynayan bir ekip. Berabere kalsa 12. hafta sonunda liderliğe oturacaktı. Çok erken gelen gole bozulmadılar. 2. yarının başlarında Beşiktaş’ı 20 dakika presle boğdular ama sürenin sonunda Almeida’nın 3. golüyle yine yılmadılar. 90’da 4-4 yapacakları maçı 90+4 te yedikleri golle bitirdiler.
Nerede savunma
Bursa maçındaki gibi savunması olmayan iki takım vardı sahada. Beşiktaş’ta Holosko, Fernandes, Oğuzhan, Olcay ve hatta Necip. Hepsi bozan değil kreatif, pozisyon yaratan oyuncular. Durdurmayı değil bindirmeyi seviyorlar. Antalya’da ise Isaac, Aissati, Uğur, Tita. Bu takımın aklında da savunma hep ikinci planda. Kalelerde 8 gol vardı ama 18 olması içten bile değildi. Mehmet Akgün sakatlandığı ana kadar sakinliğiyle hiç sırıtmadı. Özdilek, Beşiktaş savunmasında madenin Uğur’un bölgesinde olduğunu biliyordu. İlk yarıda Aissati ve Isaac gibi iki teknik ve kuvvetli ismin oyunuyla o bölgeyi dağıttı. Uğur Boral stoperler arasına yerleşti. Beşiktaş’ın devre arasında yapacağı ilk transfer kesinlikle savunmaya olmalı. Beşiktaş’ın bu seyirciye zevk veren, gol getiren ama gol de yediren bu şablona devam edecekse, ki edecek, ki etmeli savunmaya sol bek şart. Almeida gecenin yıldızı olarak görülse de dün gecenin özeti savunmasız iki takımın tüm riskleri alarak yaptığı mücadeleydi.
Paylaş