HEP sorarlar, David Beckham çok büyük futbolcu olduğu için mi, yoksa çok iyi cilalandığı için mi dünyanın en büyük futbolcusu?
Real Madrid onu transfer ederken, takıma katkısını, futbolcu yönünü mü öne çıkardı, yoksa ticari olarak ne getireceğinin parasal hesabını mı yaptı?
Öyle veya böyle, hem Beckham kazanıyor, hem de kulüpleri. Bana sorarsanız, David, sıradan bir futbolcu. Dün gece en kritik yerde, takımı 1-0 öndeyken o penaltı vuruşunu gole çevirebilse, maçın kaderi değişebilecekti. Ama onun yapmadığını bir dünya yıldızı, reklamı az, futbolu bol Zidane yaptı. Uzatma dakikalarına muhteşem 2 gol sığdırdı.
Avrupa’nın patronu
Ve Fransa, finalde İngiltere engelini aştı. Bu iş para işi. Fransa’nın ilk 11’deki futbolcuarının 10 tanesi dışarda ekmek parası peşinde. İngiltere’nin sadece Beckham’ı yurt dışında oynuyor. Zaten o da bir dünya markası.
Avrupa’nın en zengin 20 kulübü içinde ve birinci sırada Manchester United var. Tek Fransız kulübü Lyon, 19. sırada. İlk 20’de 7 İngiliz, 5 İtalyan, 4 Alman takımı var.
Fransızlar alt yapıya inanılmaz özen gösterdiler. Ve Avrupa’da futbol ağının en temel ilmiklerini attılar. Bunu dün gece de gördük. Yedeklerini bile star noktasına getiren Fransa, dün gece futbola ve saha içerisine yönelik varyasyonların pazarlama teknolojisine egemen olacağını bir kez daha gösterdi.
Zidane farkı
Başarıya aç İngiltere, yanar döner teknik direktörü Eriksson’la 2002 Dünya Kupası sonrasında kendine gelmek istiyordu. Grup öyle bir grup ki, hem İngiltere hem Fransa kafadan zaten çeyrek finalist. Önemli olan grup birincisi kim olacak? Eriksson, Fransa’yı çözmek için kendini fazla zorlamadı. Zidane’ı ve Henrry’i durdurduğunda, Fransa’nın çözüleceğini sandı. Ama duran topları unuttu. Kaçan penaltıyı da hesaba katarsanız, 4 duran top maçın kaderini belirledi. İngiltere savunma anlayışı ile maçı kazanacağını sandı. Oyuna hükmeden değil, rakibin zaaflarını kollayan bir felsefe içindeydi. Fransa klasik formatındaydı. Dünya futbolunun patronu olarak rakibe göre değil, kendine göre oynadı.
Yıldızların çok ama boş olduğu bir geceyi yazmayı düşünürken, dünya futbolunun yıldızı Zidane sahneye çıktı. Serbest vuruştan attığı gol Fransa’ya öyle bir ivme getirdi ki, İngiltere’nin kurtuluşu yoktu. Yıldızlardan çok sistemin öne çıktığı bir geceydi. Ama geceyi yine yıldız kapattı. Futbol sistemlerin, hesapların, planların, enerjinin, motivasyonun, konsantrasyonun oyunu. Ama maçı hep yıldızlar kazanıyor. Veya kaybediyor. Beckham gibi, Zidane gibi..