FİNALE bu kadar yaklaşmak ve sonra belki de bir Avrupa şampiyonluğunun sabun gibi ellerimizin arasından kaymasına seyirci kalmak... Kahrolmamak mümkün değil. Futbol, şans, hatalar ve hataların değerlendirme oyunu.
İsviçre’de ve Viyana’da şansımız hep yanımızda oldu ama takımımızın en babası Rüştü’nün Hırvatistan karşısında yapmış olduğu büyük hatayı telafi etmeyi başardık. Fakat dün akşam yine Rüştü’nün o büyük hatasının faturasını finali kaçırarak ödedik.
Türk futbol tarihinin, 2002’deki dünya üçüncülüğünden daha büyük başarısını getiren A Milli Takımı, teknik ekibi ve emeği geçen herkesi kutluyorum. İnandığımız, kendimize güvendiğimiz ve konsantrasyonumuzun tavan yaptığı bir şampiyonaydı. Şansımız da yanımızdaydı. Sakat ve cezalılarla sadece 4 yedekle kalan Fatih Terim’in Almanya karşısında özellikle ilk yarıda göstermiş olduğu taktik anlayışını kutlamak lazım.
Favori Almanya’yı sürklase ettik
Ayhan ve Hamit orta sahanın göbeğinde hem rakibe basarak, hem takıma pozisyon yaratarak mükemmel oynadılar. Gol için risk alma durumundaki Hamit’in orta alanda ka]ybettiği toplardan biri gol olurken, diğerinde Podolski bomboş durumda topu dışarı attı. Sabri’nin müthiş bindirmeleri, Semih’in kendinden çok daha uzun iki Alman’a rağmen topu arkadaşlarına indirmesi, herkesten alkış aldı.
Almanlar ilk yarı adeta sürklase oldular. İlk yarı rakip kaleyi bulan 9, toplam 15 şutu Alman kalesine gönderirken; turnuvanın bir numaralı favorisi gösterilen Almanya’nın sadece 3 şutu vardı kalemize gelen. Sağ tarafta Kazım, sol tarafta Uğur, yardımlaşmalı, presli oyunlarıyla görevlerini yaptılar. Takımın savunması da mükemmele yakın oynadı.
Rüştü’nün hatası kaderimizi etkiledi
Dediğim gibi, maçın kaderine etki eden isim Rüştü oldu. 1-1 devam eden karşılaşmada, 78. dakikada penaltı noktasının üstüne çıkıp, yüksek gelen topa vuramaması Klose’nin topu ağlarımıza göndermesine neden oldu. Maç bitmeden, hakem düdüğünü çalmadan Türkiye bitmiyordu. Ve 86. dakikada Sabri’nin müthiş getirdiği topu Semih ağlara yollayarak skoru eşitledi. Yine güldük, yine coştuk, "acaba finale mi gidiyoruz" dedik. Ama 90. dakikada hep bize gülen şans bu sefer Almanlara tebessüm etti. Ayağı kayan ve yerde kalan Kazım’ın kaybettiği topla ceza sahamıza giren Lahm, mükemmel bir vuruşla Almanya’yı 3-2 öne geçiren golü atarken, artık saniyeler de kalmamıştı.
Bu maç, Türkiye’nin Almanya’ya üstün olduğu, daha iyi top oynadığı ve kazanması gereken bir karşılaşmaydı. Ama şans bu sefer Almanlardan yanaydı. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Türk futbol tarihinin en büyük başarısına imza atanlar gönüllerimizde taht kurdular...