Paylaş
LİGDE 9 hafta geride kaldı. Klasmana bakıp bir Anadolu ihtilalinden söz etmek üç büyüklerin hem lig, hem Avrupa kupalarında prestij kaybettiğini söylemek yanlış değil. Ama Türk futbolu ciddiye alınması gereken bir düşüş sürecinde. Bunun en açık kanıtı Süper Lig şampiyonu ve bu sezon da Galatasaray’la Beşiktaş’a 9 haftada 10 puan fark atarak liderliği kaptırmayan Bursaspor’un Şampiyonlar Liginde 3 maçta bırakın puan almayı, henüz gol atamamış olması. Kimse buna seyirci kalmamalı. TFF, kulüp yönetimleri, teknik direktörler, futbolcular ve medya. Trabzon, Kayseri, Antalyaspor ve Karabük’ün ligin üst sıralarını kapatmış olması futbol kalitesindeki düşüşü göz ardı etmemeli.
Düşüşün nedenleri:
- Yabancı futbolcu sayısı,
- Doymuş yabancı teknik direktörler,
- Kulüplerini plansız yöneten idareciler,
- Marka değerinde büyük düşüş.
10 yabancıyı kadrosuna alan, 6’sını sahaya süren, kantiteyi kaliteye tercih eden kulüpler, bu futbolcuların büyük bölümünü oynatamıyor. Bu yıl 26 ülkeden 60 yeni transfer gerçekleşti. Çoğu Türk futbolcusundan daha ucuz olduğu için. Öz çocuklarımızın önü mü kapanıyor, yoksa futbolcu mu yetişmiyor?
Ligde en fazla yabancıyı kadrosunda bulunduran Buca ve Konya’nın durumu ortada. Bu hafta F.Bahçe dışında 6 yabancısını sahaya süren takım yok. Kayseri’nin Beşiktaş’ı 9 yerli futbolcusuyla yenmesi anlamlı değil mi? Bu sistem düzeltilmeli. Kesinlikle milli formayı 20’nin üstünde giymiş, kalitesini ispat etmiş yabancılar gelmeli ve Türk futboluna bir şeyler vermeli.
Yayıncılar zorda
TÜRK futbolunun üç büyük ismi Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor Avrupa kupalarına katılamıyor, ön elemeleri geçemiyor. Bursaspor Şampiyonlar Ligi’nde gol atamıyor, Beşiktaş’ın ne yapacağı belli değil. Yayıncı kuruluş büyük zararda, şok yaşıyor. Türkiye Süper Ligi’nin yayıncısı Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin lig tablosundaki yerlerine ağlıyor. Önümüzdeki ihalelere kimler girecek? Bu takımlara güvenerek hangi paraları verecek? Ligin marka değeri, bilinirliği, kulüplerin ve ülkenin puanları sürekli erimekte.
Hakemler çıkışta
FUTBOLUMUZDA bu yılın en pozitif yanı hakemlerimizin performansı. Cüneyt Çakır’ın Şampiyonlar Ligi’nde maç yönetmesi hakemlere özgüven ve motivasyon getirmiş. F.Bahçe-G.Saray maçının hakemi Bülent Yıldırım, son yıllardaki en başarılı derbi yönetimlerinden birini gösterdi. Genelde hakemler iyi yolda.
Futbolcu krallığı mı?
TÜRKİYE’de idareci futbolcusunu teknik direktörüne tercih eder. Futbolcuya endeksli sisteme Aykut Kocaman çomak sokuyor, bir ekip yaratmayı deniyor. Başarısız Rijkaard’a kulüp yönetimi 67 maç sonra uyanıyor. Konuşulan; yönetim mi gönderdi, Servet’le Hakan mı? Konuşulmaması lazım, ama konuşuluyor. Hagi disiplinli, ateşten gömleği ikinci kez giyiyor ve de iyi bir G.Saraylı. F.Bahçe maçında taktiklerinden daha önemlisi futbolculara aşıladığı motivasyon ve G.Saraylılık duygusuydu. Ama bu ne kadar devam eder, göreceğiz. 6 teknik direktör gönderen yönetime kendisini kabul ettirmesi tribünlere kabul ettirmesinden daha kolay olmayacak. Hagi, iletişim performansı iyi olmayan biriydi. Dileriz yıllar ona olgunluk katmış olsun. Türk futbolundaki düşüşte kulüp yönetimlerinin plansız tutumları ve hataları büyük pay alıyor.
Haftanın Notu: Sadece Karabük’te atıyor
KARABÜKSPOR’un Nijeryalı golcüsü Emmanuel Emenike, ligde 5 gol atarken, ortaya enteresan bir istatistik çıktı. Emenike, Süper Lig’de attığı 5 golü de Karabükspor’un evinde oynadığı maçlarda attı. Karabükspor’un sahasında oynadığı Manisaspor, Beşiktaş ve Eskişehirspor maçlarında 1’er gol atan Emenike, Gençlerbirliği maçında ise rakip fileleri 2 kez havalandırmıştı.
Haftanın hocası: Şota bir adım önde
BEŞİKTAŞ’ı yenen Kay-serispor’un teknik direktörü Şota, Kadıköy’de Fenerbahçe’den 1 puan alan Galatasaray’ın hocası Hagi, bu hafta en çok ön plana çıkan iki isimdi. Ancak Şota’nın takımı hem 3 puanı alarak, hem de futbolun bütün doğrularını yaparak Hagi’nin 1 adım da olsa önüne geçmeyi başardı. Hagi de yapacaklarının sinyalini vermiş oldu.
Haftanın futbolcusu: Pino ve Serkan
TÜRKİYE macerasında ilk kez forvet oynayan G.Ssaraylı Pino, bu haftanın en çok dikkat çeken oyuncusuydu. Sürati, çabukluğu ve oyun zekası sayesinde gol pozisyonları üretti. Tek eksiği goldü. O kadar etkiliydi ki, F.Bahçe savunması onun yüzünden doğru dürüst hücuma çıkamadı. Trabzonspor’da sezonun en formda ismi olan Serkan da haftanın diğer yıldızı oldu.
Haftanın Güzelliği: Sorunsuz derbi
YILLARDIR Fenerbahçe-Galatasaray maçlarında saha dışındaki olaylar kadar, saha içindeki olaylar da konuşulurdu. Ancak bu derbide Niang-Neill sürtüşmesi haricinde herhangi bir olay olmadı. Bu da uzun süredir derbilerde görmek istediğimiz manzaraydı.
Haftanın hatası: Asist gibi hata
GAZİANTEPSPOR, İstanbul Büyükşehir Belediyespor’a 1-0’la mağlup olurken, 33. dakikada Yalçın’ın bir anlık gecikmesi 3 puana maloldu. Tecrübeli oyuncu direkten dönen topu uzaklaştırmak için 1 adım geride kalınca, Tevfik, bu hatayı affetmedi.
Haftanın Takımı: Kayseri ve Bursa
BEŞİKTAŞ’ yenmek kolay değil. Hele i gol silahlarından yoksun bir şekilde yenmek hiç mi hiç kolay değildi. Kayserispor bunu başardı ve haftanın takımı oldu. Ayrıca bir devrede 5 gol atan Bursaspor’u da unutmamak lazım. Onlar da zoru başardı.
Haftanın golü: Bu golde her şey var
BÜLENT Uygun’un gelmesiyle birlikte toparlanma sürecine giren Eskişehirspor’dan Sezgin’in attığı gol gerçekten görülmeye değerdi. Orta sahadan topu alan Sezgin, 3 Karabüksporlu oyuncudan sıyrıldıktan sonra, şık bir vuruşla topu ağlara göndermeyi başardı. Bu golde, top sürme, çalım atma ve gol vuruşunun hepsi vardı. Ayrıca Sivassporlu Ceyhun’un Bucaspor’a attığı gol de gerçekten çok şıktı. Attığı vole, izlemeye değerdi.
Haftanın asisti: Serkan Balcı’dan adrese teslim orta
TRABZONSPOR’da ortaya koyduğu performansla milli takımı hak edecek bir oyun sergiliyor Serkan Balcı. Tecrübeli oyuncunun, Umut’a attırdığı golde açtığı orta gerçekten usta işiydi. Adrese teslim pası, affetmeyen Umut da arkadaşının asisti yapmasındaki en önemli rolü üstlendi.
Paylaş