ÜÇ puanlı sistemde ve futbol kalitesinin yıllardır görülmeyen biçimde en alt seviyeye indiği bir ligde her hafta, her şeye gebedir.
11 puan veya 8 puan öndeki takımların şampiyonluk yakalayamadığı bir ligde, şu an Fenerbahçe kadar Galatasaray da Beşiktaş da şampiyondur. Tamam da, futbol nerede? Gidecek Gerets’le, gelecek Ersun Yanal’ın maçıydı. Gerets şampiyon takımın, Yanal heyecan yaratan ekiplerin hocasıydı. Koca maçta sadece 3-4 gol pozisyonu, çok yazık... Bu futbol, bu tempo bize hiç yakışmıyor.
Hem kupada hem ligde Beşiktaş önünde hırpalanmış Vestel, Galatasaray’a karşı biraz daha tedbirli ve gerçekçiydi... En azından kimin ne oynadığını bilen bir felsefe içindeydi konuk takım.
Galatasaray savunması takımın her şeyi. Ortada Tomas-Song, sağ yanda Sabri, sol yanda kim olursa olsun; Orhan veya Ferhat; bu savunma delinirse Galatasaray da sıradan bir takım olur.
4-0’lık skora rağmen orta sahada Vestel’in aktif olduğu zaman dilimi daha fazla. Solda Arda, sağda Okan, ortada İnamoto ve İliç, ne top kapma ne pas yapmada Vestel standartlarının üstüne çıkamadılar. Galatasaray kendi organize ettiği ataklarla değil, rakip defansın çıkışta yaptığı hatalar ve ani kontrataklarla farka ulaştı.
Zoru attı, kolayı kaçırdı
26’ncı dakikada Arda’nın frikiğinde Ümit’in topun öldüğü noktaya baş koyması, hem Burak hem kaleci Fevzi’nin beklemediği bir hamleydi. Bu, tipik bir gol vuruşuydu. Ama aynı Ümit 36’ncı dakikada daha kolay pozisyonda topu kaleci Fevzi’nin ayaklarına yolladı. Gecenin golcüsü Ümit 54’üncü dakikada bir kontratakta İliç’in pasını yerden çok sert ağlara gönderirken, adeta ’ben golcüyüm’ diyordu. Yani, "Galatasaray’da şampiyonluk ümidi bir golcüdür" diyenler, Karan’ın "Ümit golcüdür" cevabıyla karşılaştılar.
Dünya futbolunda genç oyuncu sayısı artarken, 16-18 yaş grubu, ulusal takımlarda bile yıldız olurken, bizde Ferhat’lar, Aydın’lar yedek, Özgürcan, Uğur’lar kiralık. Bu, atılımcı Galatasaray mantığıyla bağdaşmıyor. Dün akşam Vestel’de Oğuz’u izledim ve "Galatasaray’a yeni bir yıldız geliyor" dedi.