ESKİMİŞ, yaşlı ve Avrupa şampiyonluğuyla doymuş Yunanistan karşısında, alınan galibiyetin şovu dün gece az kalsın Frankfurt’ta şokla sonuçlanacaktı. Tüm Türkiye’nin kaleci Myhre’ye teşekkür etmesi lazım. Milli takımımızın tarihinde böyle hediye nadir görülür.
Milli takım, Atina’da iyi futboluyla değil, konsantrasyonu ile kazanmıştı maçı. Dün en büyük sıkıntı konsantrasyon sıkıntısıydı. Her yönüyle tekleyen Türk futbolunun "rap rap" diyen ayak seslerini sadece bir galibiyetle duymak, o kadar kolay değil. Daha çok işimiz var. Milli takım bu maçı Oslo’da oynasa, dün geceki özellikle ilk yarıdaki futbolundan daha iyisini oynardı.
Frankfurtta seyircisiz oynadığımız diğer maçları kazanmıştık ama hiçbirinde göze hoş gelen futbol oynayamadık. Bir başka gerçek, Milli Takım cumartesi-çarşamba maçlarında 6 puanı almış değil.
Bence Terim’in oyuncu tercihleri de riskliydi. Barcelona bile Ronaldinho, Messi, Deco, Saviola gibi yıldızlarla, koşan çarpışan ve ekip olan Liverpool’a eleniyor. Tümer-Emre-Tuncay-Gökdeniz-Sabri-Hamit hepsi ofans özellikleri olan oyuncular. Ayrıca Sabri’nin solda işi ne. Aurelio’ya kim yardım edecek, rakibi kim bozacak, pres yapacak, top kapacak. Hüseyin, bu takımın içinde olmalı her zaman. Duran topların hepsi kalemizde tehlike yaratıyor. Terim, bu sorunu çözmek zorunda.
Bir puan yeterli
Volkan, bu psikolojisiyle milli takımın kalecisi olamaz. 30. dakikada 3 metreye kornerden gelen topa çıkmadığı zaman şanslıydı. Önündeki arkadaşlarıyla iletişimi zayıf. Emre Aşık’la Servet ikilisi adam paylaşımında ve kademede zaman zaman hata yapıyor. 40. dakikada Hakan, altı metreden geri pas vereciğine topu kaleye yollasa, skor 1-1’e gelecek ve dönen top kalemizde ikinci Norveç golü olarak gitmeyecekti.
İkinci yarıya iyi başladık ve maçın hakimiydik. Gökdeniz ve Tuncay, net gol pozisyonlarından yararlanamadılar. Sabri, eski yeri sağa geçip, Volkan sola alındı. Doğru olan buydu. Biz ikinci yarıya riskli oyunla gol hesapları başladık. Rakip kontraatak düşünüyordu. Emre Belözoğlu, mükemmel oynamaya başladı. Topu rakip alana yığdık ve Myhre’nin inanılmaz iki hediyesiyle skoru eşitledik. Hele 89. dakikada gelen gol, Yunanistan maçı sonrasında başlayan büyük sevince gölge düşmesini önledi.
Norveç, son 14 maçında 2 galibiyet alabilmiş sıradan bir takım. Carew’den başka tehlikeli oyuncuları yok. Diğer kaliteli oyuncuları Pedersen ise cezalı. Disipli ve yardımlaşmalı oyunlarını kalecilerinin yaptığı iki hatayla galibiyete dönüştüremediler. Bu beraberlik 2008 yolunda A milli takım için yeterli. Bizim aldığımız 1 puandan daha önemlisi, Norveç’in alamadığı 2 puandı.