G.SARAY seyircisinin ligin zirvesindeki takımına desteği şart. UEFA Kupası’nın ardından gelen doyum ve takıma katılamayan süperstar yokluğuna rağmen destek sürmeli.
Beşiktaş taraftarının her koşulda verdiği desteğin eşini G.Saraylı futbolcu da bekliyor. Ama aynı seyircinin G.Saray maçlarında başarılı performans gösteren ve çoğunu da G.Saray’ın kazandığı hakem Selçuk Dereli’ye maç sonrasında yaptığı davranış hiç hoş değil.
Selçuk Dereli mükemmele yakın maç yönetti. Maçın kader adamı Hakan Şükür’dü. Skor 1-0 iken yüzde yüz iki net gol pozisyonunu değerlendiremeyerek, maçın kopma anına damgasını vuramadı. Tromsö maçını hatırlarsanız, bir benzeri diyebilirsiniz. Yüklenen, özellikle beraberlik golünden sonra rakip kaleye sürekli giden bir G.Saray, kapanan ve ani kontrataklarla gol arayan bir Denizlispor. Maçı iki farklı bölümde değerlendirebiliriz.
Necati neden kenarda?
G.Saray’ın sahne aldığı birinci yarı ve Denizli’nin sahne aldığı 45-75 arası. G.Saray takımında erken gelen gol ve Hasan Şaş’ın başarılı futbolu ve de sağdan-soldan kanat bindirmeleri ilk yarıda farklı bir skorun işaretiydi. Bence Necati’nin ilk 11’de düşünülmemesi ve İliç’in tercih edilmesi Gerets’in yanlış bir kararıydı. G.Saray kendi klasik düzeninde defansın ortasını Song ve Tomas’la, kaleyi de Mondragon’la güvene aldıktan sonra atak ve riskli futbolu ilk yarıda istediği sonucu verdi. Ama gol bölgesine gelindiğinde kaleye hiç şut atılmaması, Necati’nin neden kenarda olduğunun sorulmasına yol açtı.
Nurullah Sağlam, hem defansı mükemmel organize olan, hem de Miikka gibi sağdan ön tarafa çıkan oyuncusuyla Ömer Rıza’ya gol pozisyonu hazırladı. İki topu direkten döndü Denizlispor’un. Sıkıntı G.Saray’ın savunmasında değil, orta alanındaydı. Ve bu alanı çok çabuk geçti Denizlispor. Bu beklenen bir skordu. Risklerle oynuyordu G.Saray ve golleri artırabildiği oranda kazanmayı hak eden bir takımdı. Ama Hakan Şükür maçın kader adamı oldu, iki mutlak gole imza koyamadı. Denizlispor güven buldu ve Nurullah Sağlam iyi hamlelerle istediğini almayı başardı.