MUTLAKA kazanması gereken maçta Milli Takım’ın ilk yarı ortaya koyduğu futbol, herkeste şok etkisi yaratırken, Fatih Terim’in maç sonrasındaki büyük şovu gerçekten Sırat Köprüsü’nden geçtiğimizin işaretiydi.
Hedefe ulaştıkları için Milli Takımı kutlamak lazım. Ama stresin çok yüksek olduğu böyle maçlarda, futbolcuların tüm profesyonelliklerini göstermeleri lazım.
İki farklı devre izledik. Aynen İstanbul’da Danimarka maçında olduğu gibi. Terim orada da ikinci yarıya başlarken oyuna müdahale etmiş, iki yeni futbolcuyla oyunun şeklini ve takımın futbolunu değiştirmişti. Tiran’da da kaleye bir şutun atılmadığı çok kötü bir ilk 45 dakikadan sonra Okan’ın yerine Emre’nin, Yıldıray’ın yerine Nihat’ın oyuna girmesiyle Fatih Terim önemli bir hamle yaptı.
İkinci yarıda güldük
İkinci yarıda ayağa daha çok top yapan, rakip sahada çoğalan bir Milli Takım gördük. 46. dakikada Halil karşı karşıya pozisyonda topu ağlara gönderebilse erken rahatlayacaktık. Bütün maç boyunca bir golde kalmanın sıkıntısını yaşadık. Ne kadar yıldız, teknik oyuncunuz olursa olsun, takım disiplinini ister gerginlikten olsun, ister konsantrasyon noksanlığından olsun sahaya yansıtamazsanız rakibe üstünlük de sağlayamazsınız.
Kilidi Tümer açtı
Arnavutluk çok hırslı, arzulu ve disiplinli oynadı. Bogdani ve Tare hücumda, Skela da orta alanda takımımızı çok zorladı. Kilidi yine Tümer açtı. Halil’in göğsü ile indirdiği topa Selçuk’la Tümer aynı anda hamle yaptılar. Pozisyon geçti denilirken, Tümer yine çok klas bir vuruşla belki de Dünya Kupası finallerini getiren golü attı.
Biz Milli Takımımızı kutluyoruz ama böyle bir paniğin play-off karşılaşmalarında da yaşanması, çok istediğimiz hedeften uzaklaştırabilir. Bütün futbolcular görevlerini yaptılar. Hakem İbanez de mükemmeldi. İlk yarının şokunu, Tümer’in golü ile üstümüzden attık. Artık Terim’le bir büyük heyecanın sonunda sevincin doruğuna ulaştık.