Paylaş
Orta alanda Elano, Sarp, Topal, Arda... Onlar duruyor. Sıkıntı yoklarda mı, var olanlarda mı?
Galatasaray Yönetimi, Courchevel’de, 4 aylığına kaymak için otel kiralayabilir hatta kapatabilir. Ama kışı geçmek için iki Jo-Gio’yu kiralarsa ve bunlar da başkanları gibi tatil modundaysa artık Polat düşünecek. Üstünel, ocak ayında Avrupa transfer borsasında ve Türk medyasında gündemden inmedi. Peki, dün akşam Nonda’ya ihtiyaç duydu mu?
Şifo’yu kutlarım
Gene Rijkaard
Hepsi başarılı oldular antrenörlük hayatlarında. Barcelona’da Şampiyonlar Ligi kazanmasına rağmen Rijkaard, İstanbul’a gelirken Galatasaray’ı sıçrama tahtası yapmak istiyordu. Ama onların kuşağında bunu yapmak çok zor. Geldiği günden bu yana isminin verdiği güveni, teknik adamlığı vermiyor bana.
Perşembenin gelişi
BUGÜN aylar öncesinden gören gözler için resimlenmişti. Bence, önce Rijkaard, sonra onun ismi altına sinmiş yönetim, transfer ettiği iki Co ile (Jo-Gio) taraftarın gönlünü alacağını tribünlerin gönlünde taht kuracağını ve iyi bir seçim yatırımı yapacağını düşünmüştü.
Keita
KURUSUNA karşıyım, ama doğrusu sulusuyla ilişkim var. Dün akşam, kalana bakarken ve gidene yanarken, düşündüm: Keita’sız Nonda, limonsuz votka gibiydi. Nonda’sız Keita da, tuzsuz tekila gibi... Yani Keita, dün gece ne giriş idi, ne de bitiş...
Necati-Beckham
SALI günü Milano’da, Milan-Manchester United maçı var. United ismiyle özdeşleşmiş İngiliz Beckham, şimdi Milan’da. Beckham, “Bu maçta gol atarsam sevinmem” demiş. Galatasaray’ın kapı önüne koyduğu Necati, attığı iki golle Antalyaspor’u yarı finale taşırken, Beckham ile aynı yerde değildi. Bu onun için bir onur, gurur ve intikam maçıydı.
Gel Baros gel
KESİN gelmelisin. Çok çabuk dönmelisin. Şampiyonluk gelecekse sensiz gelmez... Sistem sana kurgulanmış. Nonda gitti, Jo ve Gio geldi. 4-C kapsamında Tekel işçileri gibi mevsimlik. Şu an iki Jo-Gio’dan bir Baros çıkmaz.
Paylaş