Paylaş
İki takım da kazanmak için aşırı konsantrasyonla maça başladı. Üç büyüklerin İkitelli’de toplayamadığı 50 bini aşkın seyirciyi, Olimpiyat Stadı’nda arkasına alan Trabzonspor, maça da Burak’ın müthiş golüyle 1-0 önde başladı. Golde Colman’ın rakibi Zeki’ye baskısı, ondan pek beklenmeyen ama verdiği gol pası hep görülen bir asistti. Kalite yoktu. İki takım da birbirini bozuyordu. Zaten bu maçta, kaliteye bakan da yoktu. Tek amaç; kazanmaktı.
Yattara, kötünün kötüsü; Jaja, ondan daha az kötüydü. Güneş, Yattara’ya 45, Jaja’ya 65 dakika nasıl dayandı hayret. Eğer 32. dakikada Serhat’ın hatasından kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda 2. golü atsa, Tum’un beraberlik golünden o kadar etkilenmeyecek, sarsılmayacaktı Trabzonspor. İkinci yarı, Engin ve özellikle Alanzinho’nun oyuna girişi Şenol Güneş’in oyun okumadaki basiretini gösteriyordu.
72. dakikada Bülent Yıldırım’ın, skor 1-1’ken verdiği penaltı kararını çok kişi tartışacak. Sahalarımızda çok gördüğümüz ceza sahası içinde grekoromen hamlelerinden farklıydı havadaki Umut’un itilmesi. Bence karar doğru.
Travma bitecek gibi
Son golde Alanzinho’nun rakibi geçişi ve Umut’a yaptığı orta penaltı sonrasında dağılmış Belediyespor oyuncularının kontrolü dışındaydı. Ligin 37 golle en çok gol atan, en az gol yiyen, liginde tek, iki Türk hücumcusu Burak ve Umut’a 8’erden 16 gol attıran Trabzonspor için bu yıl şampiyonluk gelecek gibi. Ligin ilk yarısında deplasmanda yenilmeyen Karadeniz ekibinin bu maratonda, en büyük rakibi yine kendisi (aşırı motivasyon, yıldız oyuncu azlığı, tecrübe). Şenol Güneş bu sorunu çözerse, hem kendinin hem de Trabzon kentinin 1994’te yaşadığı travmayı da bitirecek. Ben inanıyorum. “Olacak gibi.”
BEĞENDİM
Trabzonspor’un muhteşem seyircisi ve Belediye’nin rakibi yenmeye dayalı cesur futbolu.
BEĞENMEDİM
Yattara’daki bitiş ve Jaja’daki büyük düşüş.
DİKKAT
Trabzonspor, şampiyonluğa odaklı aşırı konsantrasyon sıkıntısını 2. yarıda çekebilir.
Paylaş