FİNALLERİ garantilemiş, golsüz maç bitirmemiş ve hiç yenilmemiş Ukrayna’yı Kiev’de yenmekten başka yol yoktu. Ve öyle oldu. Milli Takım’ı ve Fatih Terim’i kutlarız.Dünya Kupası’na giden yolda en kritik golü atan Tümer’e de yürekten tebrikler.Ama, bu futbolla Dünya Kupası’na gitsek ne yaparız? Sadece yanarız dostlar, yanarız. 1-0 öndeydik, 75. dakikada Venglynskiy inanılmaz bir gol kaçırmasa, 89. dakikada Volkan hayatının kurtarışını yapmasa, bu iş çoktan bitmişti. Oyuna fırtına gibi girdi Ukrayna. Ceza sahası dışından kaleye yollanan 4 mermi gibi şut, çerçeveyi bulsaydı, yine Volkan sahneye çıkıp inanılmaz kurtarışlar yapmasaydı iş ilk yarıda bitecekti.Finalleri garantilemiş Ukrayna’da bir rehavet vardı. Ukrayna takımının yarısı Shevchenko yoktu. Yavaş oynayan, yavaş düşünen, derinlemesine pas yapamayan, hücum şablonu bulunmayan bu ekibin işi Arnavutluk’ta da, eğer oynarsak play-off’ta da çok zor.Formülümüz yokSavunmadan Hakan Şükür’e şişirilen yüksek toplarla gol aramak, Hakan’ın aşıracağı toplara hızlı Gökdeniz’i yollamaktan başka formülü yoktu Terim’in. Doğumu itibariyle 35 yaşını bulmuş Hakan, eski günlerinde olsa skor 1-0’ken sağdan Hamit’in kafasına doğru yolladığı topu taç çizgisine doğru vurmazdı. Savunmada İbrahim Toraman, orta sahada Selçuk ve kalede Volkan takımın en iyileriydi. Terim’in, Hüseyin’i ikinci yarıda oyuna alması doğru bir karardı. Milli Takım topu ayağında tuttuğu süre içinde ince paslarla zamanı iyi kullandı. Ama Milli Takım, takım oyunu, koşmayı, yalnız savunmada değil, her alanda yardımlaşmayı becermek zorunda. Emre, Nihat, Yıldıray, Tuncay, Necati hatta Servet’in katılacağı bir milli takımın dünkünden çok farklı olacağı inancındayım. Her maçta mükemmel futbol oynanmıyor. Hele stresin doruk noktasında olduğu böyle maçlarda iş çok daha zor. Milli Takım’ı yürekten kutluyorum.