Paylaş
Oyundan Fernandes’i alırken, Oğuzhan da yokken Muhammed’le ‘devam’ demek, Zagreb’de güzel bir akşam yemeği sonrası şarap üstüne içilen konyak sayısını şaşırmak demektir.
Dinlediği müziği duymamak, çaldığı gitarın tellerine dengesiz vurmak demektir. Dün akşam olduğu gibi ilk yarıda kazandığı maçı rakibine sunmak, tecrübeli hoca Sambacı Carlos’un ritmine uymak demektir. Muhammed, çarpışan, paylaşan, yardımlaşan bir takım oyuncusu değildir. Muhammed, Barcelona, Manchester denilerek çocukluk yıllarında bitirilmiş ve ortaokul düzeyinde kalmış Türk futbolcu seviyesinin tipik bir örneğidir. Çok kötü Fernandes’i çıkarıp Muhammed’i oyuna almak Bilic’in çok kötü kararıydı.
TFF BOŞ İSTİYOR
Sivok, Ersan, Veli, Oğuzhan yokluğunda takıma karakter verecek tek şey bir ekip ruhuydu. Beşiktaş, ilk 4 haftanın performansını sergilemeli, koşan çarpışan bir takım olmalıydı. Bunu da yaptılar. İlk yarı 4 gole ulaşmaları işten bile değildi. Bu futbolcu yokluğunda Necip’ten stoper, Atiba’dan orta saha kumandanı yaratmak Bilic’in elindeki kartlarla ilgiliydi. İlk yarı, çok iyi dağıtılan kartların, ikinci yarı Beşiktaş’a sıkıntılar getirmesinin sebebi belli. Roberto Carlos’un bastıran, dinamik ve gol arayan futbolu, Beşiktaş’ın yorulmasına, sahada top tutan oyuncuların da yokluğunda Beşiktaş’ın defans açıklarına yol açtı.
Chahechouheu’nun vuruşunda Da Costa’nın çok uzaklardan çektiği vuruş bir şans golü olsa da Beşiktaş, ikinci yarıda bu tür pozisyonları bulmakta zorlandı.
TFF, boş istiyor. Tribünleri boş istiyor. Seyirciyi yok istiyor. Formanın altını da üstünü de renksiz, resimsiz yok istiyor. TFF Disiplin Talimatı, Atatürk’e bile izin vermiyor. O zaman boş olsun.
MAÇIN İYİSİ
Defansta ortada her derde deva Necip’le Atiba.
MAÇIN KÖTÜSÜ
Muhammed artık de-vam etme. Dolduruşa gelme.
HAKEM
Başarılıydı.
Paylaş