M.S

M.S. Biz bunu öğrencilik yıllarımızda “milattan sonra” diye öğrenmiştik. Dün akşam için “Melo’dan sonra” diyebiliriz. “Muslera ve Semih” diyebiliriz. Beşiktaş, farklı kazanabileceği bir karşılaşmayı, evinde berabere bitirirken, Carvalhal’in korku üstüne yapmış olduğu senaryolar, siyah beyazlı ekibe zarar vermeye devam ediyor.

Galatasaray bu karşılaşmayı, her bölgesi işleyen tam bir takım ruhu içinde kazanabilirdi. Oysa Beşiktaş, dünya çapındaki yıldızlarıyla, takım oyunu dışında bireysel hamlelerle veya yeteneklerle de kendi lehine çevirebilirdi. Galatasaray’da ilk yarı Ayhan ve Engin başta olmak üzere, Elmander, Kazım bu takım zincirinin birer halkası olamadılar.
Beşiktaş’ta Quaresma ve Simao gibi isimler, bir dünya yıldızının asla kaçıramayacağı pozisyonlarda gole ulaşamadılar. Carvalhal’da yıldız korkusu devam ediyor. Takımın en çok mesafe kat eden, yardımlaşan ismi Veli’yi dışarı alarak, “Ben babalarla uğraşamam” dedi ve Quaresma’ya, Almeida’ya, Aurelio’ya, Simao’ya dokunmadı.
Beşiktaş’ın ilk yarıda tıkır tıkır işleyen düzeni, Necip’in oyuna girmesiyle Fatih Terim’i uyandırdı. Terim, Carvalhal’in kaybetmekten korktuğu düşüncesiyle yaptığı bu hamleye, “Ben kazanmak istiyorum” hamlesiyle cevap verdi. Ve önce Riera’yı oyuna alarak, Milan Baros ve Elmander’le 4-4-2’de oyunun son çeyreğinde galibiyet peşinde koştu.
Kazanmayı düşünmediler
Dünkü maçta özellikle ilk yarıda galibiyet Beşiktaş’ın hakkıydı. Galatasaray kalesinde Muslera ve stoper Semih, gecenin en başarılı isimleriydi. Simao ve Almeida’nın gollük hamlelerinde Uruguaylı kaleci tek kelimeyle yıldızlaştı. Genç Semih, Beşiktaş’ın ardı arkasına gelen ataklarında soğukkanlılığını hiç kaybetmedi. Ve gelecek için büyük umutlar verdi.
Özetle iki teknik adamın da, kazanmaktan ziyade kaybetmemek için hamle yaptığı bir maçtı. Maçın ilk bölümünde Carvalhal’in, son 15 dakikada Terim’in gol için çabaları, iki takım oyuncuları ve tribünler için fazla inandırıcı değildi. Beşiktaş kendi evinde, ikinci derbi karşılaşmasından da beraberlikle ayrılırken, Carvalhal’i ve onun derbi maçlarındaki sistemini bir şekilde sorgulamadı. İzleyenler için zevkli, futbol için artistik enstantanelerin bolca yaşandığı bir karşılaşma oldu. Sıkan bir maç değildi. Maçın futbolun içinde kalmasında, Cüneyt Çakır’ın da büyük rolü vardı.
Sonuç olarak, M.S (maçtan sonra) konuşmak kolay... Ama maçta Muslera ve Semih’i öne almak, M.S (Melo’dan sonrasını da) Terim’in taktik cesaretine ve almış olduğu riski gol gelmese de saygıyla karşılamak lazım.
CARVALHAL’A TAVSİYEM:
Veli’de ısrar et. Quaresma’ya gösterdiğin zaman dilimini biraz daralt.
TERİM’E TAVSİYEM:
Semih’te ısrara devam. Bir santrfor için aceleci ol.
Yazarın Tüm Yazıları