DÜNYA Kupası yolunda en kritik maçına çıkan Milli Takım’ın teknik direktörünün, ‘Kazansa da kaybetse de’ istifa edeceğinin konuşulduğu, teşvik iddialarının havada uçuştuğu bir ortamda, hem Ersun Yanal’ın, hem de oyuncularının dün gece gösterdikleri konsantrasyona ve kazanma hırsına tek kelime ile şapka çıkarmak zorundayız.
4 gün önce Yunarnistan’a 3-1 yenilip, potanın tamamen dışına çıkan Gürcistan’ın, komşusu Türkiye’ye sahada ve tribünde gösterdiği tepkiye, aşırı sertliğe sadece bir anlam verilebilir. O da Dünya Kupası’ndaki rakiplerimizin bizi her bakımdan takip edişi.
Milli Takım’ın mücadele gücüne ve hırsına saygımız sonsuz. Ne var ki, bu hırs ve aşırı konsantrasyon iyi futbola engel oluyor. Ersun Yanal, ‘Artık iyi futbol beklemeyin.Alınacak puanlar önemli’ demişti. Ama grubun sıradan takımı Gürcistan karşısında 2 gol yemek, 3 net pozisyon vermek ve kenar toplarda büyük hatalar yapmak doğrusu gelecek için bizi endişelendirdi.
Kıran kırana
Soğuk ve endişe dolu gecenin yıldızı Fatih Tekke’ydi. 4 gün önce bizi şaşırtan Fatih, attığı 2 gol ve Koray’a attırdığı gol kadar, ağır Gürcü defansı içinde parlayan tek yıldızımızdı. Futbolu bu kadar bilen ve alt yapısı güçlü Fatih’i hep dün geceki performansında görmek isteriz. Tolga, Emre, Koray, Hamit ve İbrahim Toroman gecenin göze çarpan oyuncularıydı. Yıldıray ve Gökdeniz ağır defans içinde daha etkili olabilirlerdi.
Norveçli hakem, İashvili’nin golden önce topu eliyle aldığını görmeliydi. Çünkü bu an maçın kırılma noktası olabilirdi. Özellikle ilk 60 dakika kıran kıran mücade şeklinde geçti. İki takımın kazanma arzusu üst seviyedeydi. Bu hırs zaman zaman oyun disiplininden kopmalara ve bireysel hatalara neden oldu.
Yanal, Necati-Tuncay değişikliğini daha erken yapabilirdi. Rüştü’nün yan toplardaki zaafını Tiflis’te bir kez daha gördük. En zor dönemde kazanılan bu galibiyetin, teknik ekip ve futbolcular üstündeki baskıyı kaldırmasını, medyasıyla, halkıyla tüm ulusun Milli Takım’a sahip çıkmasını gönülden diliyorum.