ALİ Sami Yen’de son derbi dediler. Göreceğiz şubat ayında. Ligin orta sıralarındaki iki takımın da kazanmak zorunda olduğu bir maçtı.
Ev sahibi takım Galatasaray, Cana dışında Kayserispor maçındaki kadrosuyla sahaya çıktı. Yine gol umudu Pino idi. Korkak, yılgın bir teknik adamın 11’iydi sahaya çıkan. Bu 11 kazanma hırsıyla bildiğimiz Hagi’ye yakışmıyordu.
Ali Turan, sağbek değil ama yine sağbekte. Sabri orta alanda. Cana, defansın önünde ama kımıldamıyor. Elano, biraz hareketli ama servis yapacağı oyuncu yok. Tek gol umudu Pino. Peki bu Galatasaray, nasıl kazancaktı? Schuster, daha oturaklı bir 11’le başladı. Sağdan Sabri ve Pino ile gelecek Galatasaray bindirmelerine karşı İsmail’i İbrahim’e tercih etti. Guti, efektif oynadı. Holosko, geçen haftaki performansının çok üstüne koydu, Nobre gayretliydi.
İlk gol etkiledi
Hiç kuşkusuz maçın başında Ali Turan’ın Holosko’yu kaçırması ve yakalayamaması sonucunda yarattığı penaltı sonrasında Guti’nin golü ve Beşiktaş’ın skor üstünlüğü her iki teknik direktörün oyun içinde yapacağı hamleleri önemli ölçüde etkiledi. İlk devre gol pozisyonuna giremeyen Beşiktaş, ikinci yarıda Nobre’nin kafasından pozisyon buldu, birini değerlendirdi. Galatasaray, psikolojik olarak bitik, fizik olarak yitik ve futbol kimliği olarak silik bir görüntü veriyor. 2-1’lik Beşiktaş üstünlüğü Galatasaray için, gelecek yıl Avrupa’ya bugünden veda anlamına gelebilir. Ama Ali Sami Yen’e veda ederken, tarihi sayısız zaferlere sahne olan bu statta son derbi maçını kaybederek seyircileri için bir öfke ve hüzün seli yaşattı Galatasaray.
Taraftar, yönetimi istifaya çağırıyor. Bu saatte boş iş. Bu yönetimi geçen yıldan başlayarak Rijkaard’a gösterdiği sabrın hiç olmazsa yarısını taraftar, Galatasaray’ın bu yönetimine göstermeli.
BEĞENDİM Beşiktaş’ın fiziki direncini ve takım oyununu.
BEĞENMEDİM Hagi’nin kazanmak zorunda olduğu maça korkak bir futbol anlayışıyla başlamasını .
DİKKAT Galatasaray Yönetimi, Hagi’nin üzerine titremeli ve taraftarın tepkisini nasıl olur bilmem ama dindirmeli.