SKOR G.Saray’ı yine şaşıtmasın. Olympiakos, Benfica, Hertha Berlin ve Metalist... Hiçbiri dün akşam seyrettiğimiz Trabzonspor gibi olmayacak. Ersun Yanal’ın futbol mentalitesini bilirim. Ve dün geceki şaşkınlığımı tarif edemem. Bu kadar kendine güveni olmayan, hedefini belirlememiş ve kişiliği oturmamış bir takımın ligin zirvesinde olmasında bir terslik var.
Bordo mavili ekibin bir Ersun Yanal takımı olması bana üzüntü veriyor.
Lincoln... Futbol tekniği, tecrübesi ve kalitesi tartışılmaz. Ama ruh hali hala dağınık bir yıldızın attığı golün bir dakika sonrasında ikinci sarıdan kırmızı kart görmesi, yaşadığı sevinci bir amatör futbolcu gibi üzüntüye dönüştürmesi kabul edilemez. Arda ve Kewell’ın aynı takımda ilk 11’de oynayamayacağını her maç yazımda dile getiriyorum. İkisi de solu sever. Eğer Arda solda ise Kewell sağda kelimenin tam anlamıyla boşta gezer.
Hangi Trabzonspor?
Meira-Ayhan ikilisinin ön libero olarak seçilmesinde sakatlıktan doğan kıtlığın herhalde etkisi var. Meira ayağına hakim bir oyuncu. Bu saatte tercih doğru. Golcü Baros’un arkasında 60 dakika Lincoln’ün kalması Skibbe’nin yapmış olduğu tercihlerden biri. Dün akşam tuttu. Skibbe korkularını çok maçta olduğu gibi dün akşam da öne çıkarmıştı. Her neyse... Arda’nın ortasının gol oluşu, Servet’in üç metreden topa vuruşu ve skorun 2-0’a gelişi Trabzonspor’un bitişi anlamına geliyordu.
Cumartesi akşamı 87. dakikada 2-1 olan W.Bremen-B.Dortmund maçını eğer Trazonsporlular seyretmiş olsaydı, maçın 90+3’te 3-3’e gelişine tanık olacaklar ve 10 kişi kalmış bir G.Saray karşısında Karadeniz inadını ve yılmazlığını ortaya koyacaklardı. Ama hangi Trabzonspor?
G.Saray bu net skora aldanmamalı. Perşembe Olympiakos’a bir başka felsefede hazırlanmalı. Takım oyunu hala yok.