Kabus gibiydi

İLK yarıyı izlediğimde kendi kendime sordum, “Bu milli takım bizim mi?” diye.

Haberin Devamı

Macaristan provası yapılırken Çek Cumhuriyeti gibi tempolu, sert futbol oynayan bir ekip önüne bu kadar yanlış bir milli takım sürmek, oyunun tek tarafını oynayan, koşmayan, çarpışmayan yıldızları ilk 11’e yerleştirmek nereden geldi Abdullah Hoca’nın aklına? 4-1-4-1 oynayıp Topal’ı geri dörtlünün önünde bırakmak, Selçuk ve Nuri ile orta alanın göbeğinde, Arda ile sağda, Sercan ile solda kalıp, rakibin presi ile enlemesine bir pas trafiği içerisinde karşı kaleye gidemeyen bir Milli Takım’ı nasıl seyreder Abdullah Hoca?..
Hocaya sormak isterim; Mevlüt gibi santrforun olacaksa, ki olabilir, Çek takımında Lafata da öyle biri. O zaman, rakip ceza alanı içinde oynatacaksın, yanına da hızlı adamlar koşturacaksın. Ama bizim Mevlüt kendi sahasından top çıkarmaktan rakip ceza sahasına gidemedi. Takım halinde her şey kötüydü ilk yarıda. Tıpkı bir kabus gibiydi.

Haberin Devamı

Patagonya’ya bile gidemeyiz

2. yarıya başlarken Hamit-Gökhan, Burak-Mevlüt değişiklileri oldu. Bu devre top kapmak için presi, driplingi ve şut pozisyonuna girmeyi isteyen oyuncularımızın sayısı arttı. Arda serbest oynamaya başladı. Topu rakip kaleye en etkili taşıyan oyuncumuz ve takımın en iyisiydi. 2. yarı beraberliği yakalayabilirdik. İlk yarıda Selçuk’un bulduğu iki pozisyon dışında bir şey yoktu. Ama 2. yarı Sercan, Arda, Umut ve Burak ile 4 net pozisyonumuz vardı.
Bu maç Macaristan maçının provasıydı. Doğrusunu söylemek gerekirse bu anlayışla bırakın Brezilya’yı, Patagonya’ya bile zor gideriz. Futbolu hızlı, çabuk ve koşarak oynayamıyoruz. Preste rakibin kuvvetinden çabuk yılıyoruz. Kontratak yapamıyoruz ve Abdullah Avcı yönetiminde inanılmaz kolay gol yiyoruz. Avcı’nın yönetiminde 13 maç geride kaldı ve 10 maçta sahadan golsüz ayrılmadık. Türk futbolunun bugünkü kaos ortamında Milli Takım’ın gerçek hüviyetine nasıl döneceğini ben kestiremiyorum. Abdullah Avcı, bilmiyorum neler düşünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları