TRABZONSPOR kazanmadı, G.Saray kaybetti. Önce inanmalısınız. G.Saray, bu şampiyonluğa tribünleriyle, sahadaki neferleriyle inanmamış.
Belki bir hafta önce Kayseri’de 90+4’te kaybettikleri 3 puanın, belki de dün F.Bahçe’nin Sakarya’da 90+3’te kazandığı 3 puanın maç üstündeki etkisi açıkça görüldü.
Kim diyebilir ki, ‘G.Saray dün gece hak etti’ diye. Hakan Şükür ve Necati önde, Ribery ve Ergün ortada ölümüne kazanmak için oynadılar. Ve şampiyonluğa inananan futbolcuların heyecanını sergilediler. 45. dakikada bomboş kaleye Necati’nin gönderemediği top, maçın kader anıydı. Maç boyunca bırakın net pozisyon bulmayı, ceza sahasına girmekte zorlanan G.Saray, maçı nasıl kazanacaktı? Ribery’nin büyük düşüşü, Hakan Şükür’ün jübile hazırlıkları sinyali, Hasan Şaş’ın ‘top benimdir’ felsefesi G.Saray’ın takım özelliklerini kaybetmesine yol açıyor. Futbol hızlı düşünenlerin, çabuk karar verenlerin ve çabuk oynayanların oyunu. G.Saray dün amaçsız kenar doldurmalarla gol pozisyonu üretme düşüncesinden başka hiçbir şey yapmadı.
Hedef lig ikinciliği
Gerek Hagi, gerek yönetimin bu noktada G.Saray’ın şampiyonluk potasında pasif, heyecan uyandırmayan, seyirciyi hedefe hazırlamayan bir görüntü verdiğini de kabul etmemiz gerekli. Artık hedef lig ikinciliği ve Şampiyonlar Ligi olmalı. O zaman rahatlayacak ve şampiyonluk baskısından uzaklaşacak G.Saray, inanarak gelmediği yerde ancak lig ikinciliği ile sevinmeli.
Hagi’nin dün geceki maçta olumsuz bir yönü yoktu. Trabzonspor daha çabuk oynamayı, daha hızlı top çevirmeyi ve hedefe nasıl gideceğinin hesabını daha iyi yaptı. Bu skor, F.Bahçe’nin teşekkür edeceği bir skordur.