Hakkıyla aldı

İSTANBUL’un yarı nüfusuna sahip iki ülke, Avrupa futbolunda final oynuyor. İsmail Cem’in yakın arkadaşı Papandreau, 5-6 metre önümde atkısı boynunda, düşük faizli banka kredisiyle Lizbon’a akın eden binlerce Yunanlı arasında heyecan içinde.

Başbakan Karamanlis, zarif eşi yanında, hemen arkamda hop oturup hop kalkıyor.

Yunanistan’ı yürekten kutluyorum. Bireysel yetenekleri, yıldızları Portekiz’den daha fazla olan Fransa bile, takım oyununun, yardımlaşmanın ve ortak inanca bağlılığının en güzel örneğini veren Yunanistan’a dayanamamıştı. Sağda Seitaridis, göbekte Dellas ve Kapsis, en uçtaki Charisteas ile başlayan bir savunma şablonu var Yunanistan’ın. Birbirine yakın kalitedeki futbolculara ayrıcalık göstermeksizin bir ekip tablosu yaratmıştı Rehhagel.

Futbolu kirletmedi

Belki burada çok kişi Yunanistan’ın futbolu kirlettiği görüşünde. Ben katılmıyorum. Elinde yıldızı olmayan Valencia’nın kendileri için değil, takımı için oynayan futbolcularla, Real Madrid gibi bir yıldızlar ordusuna yaptıkları ortada. Aynı Valencia gibi Yunanistan’da Portekiz’i, İspanya’yı, Fransa’yı ve Çek Cumhuriyeti’ni geçerken hep defans mı oynadı? Hayır. Futbolun primine değil realitesine sadık kaldı. Yıldızı, artisti yoktu çünkü.

Zaten olana ne oldu ki? Zidane, Henry, Beckham, Totti’nin takımlarına verdikleri, kaç ciğeri var anlayamadığımız Giannakopoulos ve Zagorakis’ten fazla mı? Charisteas’ın golünden sonra oyuna giren Rui Costa, Portekiz’i biraz toparladı. Ama sahanın yıldızı Charisteas’a dayanmak mümkün değildi. Charisteas defanstan top aldı, orta sahada pres yaptı ve gol attı.

Portekiz, maça kafa olarak hazır değildi. Ne yıldızlarını vitrine çıkarabildi ne de ekip ruhunu sahaya yansıtabildi. Yunanistan, bu turnavada Avrupa şampiyonluğunu hakkıyla aldı.
Yazarın Tüm Yazıları