Gençlik zamanı

A Milli Takım, dün ortaya koyduğu kazanma hırsıyla, Ersun Yanal’a da ümit verdi. Bu, Ersun Yanal’a bir ‘hoşgeldin’ hediyesi.

Gençleştirilen kadrosuyla Portekiz şansını kaybeden Belçika ve yaşlılarda ısrar eden, Fransa’daki Konfederasyon Kupası’nın başarılı gençlerine izin vermeyen ve Letonya’ya diz çöken bir Türkiye.

Gençlerle iş yapamayan Antonis, Türkiye karşısına dün gece Goor, Vermant gibi yaşlıları takıma monte ederek, üstündeki baskıyı kaldırmak istedi. İlk kez sahne alan Ersun Yanal da, Rüştü, Bülent, Hakan Şükür gibi olgun ve yorgun yaşlılarla maça başladı.

Milli Takım’ın ilk yarıda defans kurgusunda sorun vardı. Hem kademe noksanlığı, hem adam paylaşımı sıkıntı yaratıyordu. Tolga iyi, Bülent çok ağırdı. Ağır oyuncular arasında Buffel ve Sonck ilk yarı net gol pozisyonları buldu. Orta sahanın defansa fazla destek vermeyişi gözden kaçmadı.

Kore’deki Hasan döndü

Hasan Şaş’
ı dün çok beğendim. Dünyanın özlediği, Kore’deki Hasan Şaş görüntüsünü dün akşam onda gördük. Okan ve Yıldıray hücum aksiyonlarında başarılı ama defans yardımlaşmalarında zayıftı.

44. dakikada Emre’nin nefis pasında Yıldıray’ın çıkış zamanlaması ve bitirci vuruşu mükemmeldi. İkinci yarı Ersun Yanal, takımın 9 oyuncusunu değiştirdi. Daha mücadeleci, kazanma azmi yüksek oyuncular sahadaydı. Bu yarının hemen başında kaleci Volkan’ın yaptığı iki mükemmel kurtarış, maçın kaderinde etkili oldu. Ben olsam, Milli Takım kalesi için Volkan’da ısrar ederim.

Ümit Özat’ın görev anlayışı, Gökdeniz’in gol bölgelerindeki becerisi, Deniz’in oyun disiplini ve uzun bir aradan sonra Emre’nin çalışkanlığı bize gelecek için umut verdi. Şurası bir gerçek ki, Ersun Yanal, artık yaşlılara, yorgunlara ve kendi takımlarında forma bulamayanlara pek yüz vermeyecek. Zaman gençlik zamanı.
Yazarın Tüm Yazıları