Paylaş
Koşan veya hızlı pas yapan, rakip defans arkasına adam kaçıran ve orta sahada egemen olan Kayserispor kazandı. Umudunu bağladığı Q7 ve Simao sahada kaybolurken, aylardır Beşiktaş’ı taşıyan Fernandes, yediği baskıya dayanamadı ve 44’üncü dakikada gördüğü kırmızı kartla sahadan kayboldu. Play Station hocaları bile biliyor. Fernandes’in Beşiktaş’ın motoru olduğunu, bütün atakların geri 4’lü önünde onunla başladığını, gol bölgelerindeki en ince pasların da ondan geldiğini. Fernandes’i durdurursan ve de bunu, hem de rakip sahada yaparsan Beşiktaş durur, Şota’nın planı yürür. Dün akşam başta Furkan, Abdullah ve Okay; Fernandes’i devre dışı bıraktılar, sinirlendirdiler ve sonra da kırmızı kartla oyun dışına çıkmasına neden oldular.
Q7’nin sahada işi ne?
Bıyıkları yeni terleyen, tay gibi koşan, basan, 23 yaş ortalaması olan takıma karşı, hem de deplasmanda bildiğiniz gibi kasılmaktan yürüyemeyen ve 8 haftalık Lizbon seyahatinin yorgunluğuyla koşamayan Q7’nin sahada işi ne?
Madrid’de seyretmesem, geçmişini bilmesem Simao’nun İstanbul’a gelen adamla aynı olduğuna inanmayacağım. Attığı bir frikik golü dışında şu ana kadar bir şeyi yok. Tamam hava soğuk olmasına soğuk da, bir adam bu kadar donamaz ki...
* Şota taktik ve oyun okumada Carvalhal’den başarılıydı. Carvalhal eksi 8 derecede ve zorlu Kayseri deplasmanında oyuncu tercihlerinde hatalıydı. Dün yokluğunda görüldü ki Veli, Beşiktaş orta alanı için çok önemli. İki yönlü oynayan ve sürekli hareket halinde ve hızlı mesafe kat eden biri. Ernst ve Necip çok yavaş kaldılar.
* Carvalhal, Fernandes’siz yeni bir oyun planı da hazırlamalı.
* Pekarik’in topa kasti eliyle yaptığı müdehale ikinci sarı kartı gerektiriyordu. Hakem Abitoğlu kırmızı kartını göstermeliydi.
Sonuçta topu koşturanlar, topla birlikte koşanlara üstün geldi dün gece...
Paylaş