Paylaş
Bence sonuncusu. Lig sonu klasman ne olursa olsun FEDA zamanında hepsi kabul görürdü. Başkanıyla, teknik direktörü ligin ilk yarısının bitiminde bu kadar şişmese, FEDA’nın, tevazunun kardeşi olduğunu bilse işler daha kolay olurdu. Yaklaşık 40 dakika 10 kişi oynayan Gaziantep, mutlak bir golü 83’te Cenk ile kaçırırken, “Geliyorum” derken ve kimse irkilmezken, 89’da Rostand ile skor eşitlenirken, Kartal’ın kenar yönetimi herhalde stadın arkasındaki açıkhava tiyatrosunda yeni başlayacak oyunu düşünmüyordu.
Nefes nefese kalıp, bıkmadan, yüreğini ağzında taşıyanlarla yani Beşiktaş’la, aylardır maaş alamayan aklı cüzdanındaki Gazianteplilerin maçıydı. FEDA diyenlerle cefa çekenlerin maçıydı. Hep yazdım, Beşiktaş yediğinden fazlasını atamazsa, -mantık olarak öyle - maç kazanamaz. Bu kadar kolay gol yiyen bir takımın golcülerinin de çok başarılı olması lazım. “Kartal’da düşüş dönemi bitti mi?”, “Elazığ maçı, yeni bir başlangıç mı?” derken, devre arasında gelen Niang ve Gökhan Süzen bu kadar eksik, sakatı bol Beşiktaş’a ilaç olamadı.
Bu takımda herkes yıldız
Rakibin en etkili silahı duran toplardan kaygı duyan Aybaba, dün akşam Ersan ile bir duran toptan gol buldu ama Bülent Uygun’un 10 kişilik ekibi maçı bırakmadı ve son dakikada istediğini aldı. 2-0 öne geçtiği ve rakibin 10 kişi kaldığı maçta bile galibiyete ulaşamayan Beşiktaş, dün yine 40 dakika eksik oynayan rakibinden gol yiyerek beraberliğe razı oldu. Fernandes’in, Niang’ın, Necip’in, Oğuzhan’ın, Sivok’un, Hilbert’in ve Holosko’nun oynadığı takıma ben ‘FEDA takımı’ demem. Bu takımdaki her oyuncu Türkiye çapında bir yıldız. Beşiktaş, bu ekibi hedefe yürütemiyorsa, aldığı maçları veriyorsa, kenara, saha yönetimine bakacağız. İyi iken görünenlerin Karabük ve Gaziantep maçından sonra söyleyecek bir şeyleri olmalı. FEDA rolünü iyi oynayanlarla, cefanın sıkıntısını kalbinde duyanların maçı berabere bitti.
Paylaş