Direkten döndü

CHELSEA-Barcelona maçının hızı ve kalitesiyle kıyaslanamaz ama dün, özellikle ikinci yarı, ligimizin en güzel maçlarından birini izledik.

82’nci dakikada Galatasaray ağlarına giden topu çizgi üstünde çıkaran Ferhat ve 85’inci dakikada sarı kırmızılı takımı galibiyete taşıyan Song. İki savunma oyuncusu dün gece maçın kaderini değiştirdi.

Ersun Yanal
’ı kutlamak lazım. Çok kısa zamanda, bireylerin değil, ekip ruhunun öne çıktığı bir takım yaratmış. Hakan Şükür’ü, "Sistemime uymuyor" diyerek kadroya almayan Yanal’a nazire, Gerets, "Şükür benim sistemimin oyuncusudur" mantığıyla takımını 90 dakika neredeyse 10 kişi oynattı. 68’inci dakikada D’Haene’yi geçip Necati’ye verdiği pas ve çizgi üzerinden çıkarılan bir şutu dışında Hakan Şükür’ü pek sahada göremedik.

Vestel, savunmasını öne çıkarıp, ön-arka arasındaki mesafeyi 40 metreye indirerek, Galatasaray’ın Hakan ve Hasan Şaş gibi ağır hücum adamlarına ilk yarıda fazla alan bırakmadı. İliç’in ceza sahası civarındaki etkili futboluna laf yok. Ama arkada baskı yediği, alanın daraldığı zamanlarda Volkan, İliç’ten önce gelir.

Hem varım, hem yokum

Vestel önündeki Galatasaray, Lütfi Kırdar’daki başkan Özhan Canaydın gibiydi. Başkan’ın sözlerinden ’Seçimde hem varım, hem yokum’ anlamı çıkarken, Galatasaray’ın oyunundan ’Ben bu oyunla ligde şampiyon olurum’ anlamını çıkarmak da mümkündü, ’Benim umudum az’ mantığına ulaşmak da... Gerets’in, takım ahengini bozan Hasan Şaş’ı 80 dakika sahada tutması ne mana? Ferhat ve Aydın’a, eğer Hasan örnek gösterilmek isteniyorsa, bu yanlış bir örnek olur.

Galatasaray 4-2’lik galibiyeti, maçı kaybedeceğini sandığı anlarda kazandı. Maçın hakemi Oktay Demiray’ı yürekten kutluyorum. Galatasaray’a galibiyeti, Volkan ve Song’un çok uzaklardan mükemmel golleri getirirken, Gerets gol bölgesinde Ümit Karan mı, Hakan mı tercihinde fazla tereddüt etmemeli artık.

Galatasaray dün gece direkten döndü. 85’inci dakikada direk dibindeki genç Ferhat, bence galibiyetin mimarı oldu.
Yazarın Tüm Yazıları