PaylaÅŸ
Mevsim başından beri ‘Portekiz Çetesi’ne ödünün bedelini Madrid’de devre arasında pahalı ödeyen, Q7’nin fırlattığı krampondan bedenini, ağız dolusu küfür ve hakaretlerden gururunu kurtarmaya çalışan Carvalhal’e bu Beşiktaş takımında hangi futbolcu saygı duyuyor, bilemem.
Madrid seyahatinin ve sezon başından bu yana üç günde bir maç yapmanın fiziki yorgunluğuna, 3-1’lik Atletico yenilgisinin ve ardından artist Quaresma’nın şovunun psikolojik şoku da eklenince dünkü beraberliğe bir yerde sevinmek lazım. Liderin 19 puan gerisine düşmüş Beşiktaş, 8 deplasman maçında sadece 1 kez galip gelebilmiş. Kartal, play-off’a kalamayabilir.
Sevinsinler mi?
Futbol kariyerinde bu tür komik golleri çok yedi Rüştü. Onun tecrübesi böyle bir hata yapmasına izin vermemeliydi. Edu’nun attığı harika beraberlik golüyle alınan 1 puana Beşiktaşlılar sevinmeli mi yoksa kaybedilen 2 puana üzülmeli mi? Herhalde ikincisi. İlk yarısı pozisyonsuz geçen maçın ikinci yarısında Orduspor 1-0’lık skoru korumak isteyince Beşiktaş daha dominant oldu. İki takımın da son 20 dakikada riskleri göze alarak oynamasıyla her iki kalede direklerden dönen toplar ve kaçan mutlak gol pozisyonları vardı. Ama 90 dakikanın sonunda beraberliğin maçın hakkı olduğunu söyleyebilir.
Veda zamanı geldi
Emekli olmuÅŸ Simao’ya, heyecanını yitirmiÅŸ Holosko’ya veda zamanı. Burak ve Pektemek’e BeÅŸiktaş’ın geleceÄŸi için forma ÅŸart. Rüştü ve Cenk dönüşümlü oynamalı. Tecrübeli kaleci kulübede soÄŸumamalı, sıkça üç direk arasındaki yerini almalı. BeÅŸiktaÅŸ, Carvalhal’in önderliÄŸinde yola gidecekse, baÅŸarması zor. Benim gördüğüm hem yurttaÅŸları ı, hem diÄŸer oyuncuların Carvalhal’e futbol inancı ya kalmamış ya da çok azalmış.Â
Liderlik saygınlık ister, otorite ister, sevgi ister. Carvalhal’in Beşiktaş’ı mı, Mustafa Denizli’nin Beşiktaş’ı mı? Sizce hangisi?
PaylaÅŸ