Ben görüyorum Rijkaard görmüyor

EĞER o F.Bahçelilerin çok bahsettiği tarihi fark dün akşam olmadıysa bunun sorumlusu Kazım Kazım’dır. Eğer G.Saray’ın beraberliği dün akşam gelmediyse bunun sorumlusu da Keita’dır.

Haberin Devamı

Rus yazar Igor Gouzenko’nun “Bir devin düşüşü” adlı eserini Rijkaard’a uygulayabiliriz. Rijkaard’ın düşüşü 2006 Şampiyonlar Ligi’ni Barcelona’ya kazandırmasından sonra başladı. Takım içinde Ronaldinho’yu kontrol edemeyen, disiplini elden kaçıran, kendine olan özgüvenini futbolcularda da var sanan, sorumluluk duygusunu futbolcularına aşılayamayan Rijkaard aynı tabloyu İstanbul’da yaşıyor.
Kaderini değiştirmek, sıçrama yapmak için geldiği İstanbul’da dün akşam kazanacağı en güzel primi Barcelona’da yaptığı aynı hatalarla kaybediyor. Görmüyor, çare bulamıyor.
Bu vitrin farklı bir vitrin. Ben görüyorum, Rijkaard görmüyor. 4. dakikada Baros’un oyundan çıkmasıyla Bilica ve Lugano arasına girecek, hızlı sprinter başka adam yoktu.  Nonda çift santrforla oynayan bir oyuncudur. Ben gördüm, Rijkaard görmedi.
* Maç başladı, Elano ve Arda Florya’da kalmış görünüyor. Fenerbahçe’nin iki beki Gökhan ve Carlos hücumda sürekli içeri katederek G.Saray ceza sahasına giriyor. İlk golde ortayı yapan Vederson, topun üstünde atlayan Carlos. Bu oyuncuları G.Saray’da takip eden kimse yok. Elano, Arda, Keita... Hepsi eski yerlerinde. Ben görüyorum, Rijkaard görmüyor.
* G.Saray’da Ayhan ve Mustafa Sarp sanki santrfor oynuyor. Savunma ile aralarında kilometreler oluşuyor. Alex başıboş kontrolsüz kalıyor. Hızlı, sprinter Kazım G.Saray savunmasında derin boşluklar buluyor. Ben görüyorum, Rijkaard görmüyor.
* Oyuna Mehmet Topal’ın, Kewell’ın alınması lazım. Geç de olsa Rijkaard uyanıyor. Ama maçın başından bu yana gol için en hareketli isim Keita. G.Saray 2-1’i yakaladıktan sonra beraberlik için oyunun kontrolünü eline de geçiriyor ama maçı ve G.Saray’ı bitiren Keita oluyor.

Haberin Devamı

Maçtan resimler

ARDA: Kareli Armani ceket 10 numara. Ama cekete verdiğimiz numaradan 1’i dün ilk yarıda oynadığı futbolda eksik. “Gençler bile bilse, yaşlılar yapabilse” derler. Arda modayı da bilecek ama ekmek kazanmanın zorluğunu da. Ben onu sahada görmek istiyorum.
KAZIM: Müthiş yetenek. Hızlı, kuvvetli, patlaması yüksek. Kaleyi bu kadar net görüp, bu kadar kötü vurmak, bu kadar gol kaçırmak insaf.
RİJKAARD: Paris’te Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Barcelona’nın hocası bir maça ancak bu kadar seyirci kalabilir. Yanındaki Neeskens’in de ona katılması, Kadıköy büyüsünün onları da sarmış olmasıyla izah edilemez.
BÜNYAMİN GEZER: Hakem Bünyamin Gezer polis teşkilatının bir üyesi. Dün gece de görevine uygun bir yönetim tarzı içerisindeydi. Türkiye’deki yaygın görüş o ki, evi soyanı değil, hırsızı vuranı cezalandırma noktasında mahir.

Haberin Devamı

Bacakları titreyenler

KADIKÖY atmosferinde bacağı titreyen bir futbolcu nasıl olur bilemem. Nou Camp’ta Wembley’de Maracana’da futbolcuların bacak titremesi futbol literatüründe yok. Dün şuna inandım ki, Kadıköy’de bu fobi var. Tek olumlu pas yapmayan Arda’nın, topun sahibi olduğu pozisyonda son çizgide Mehmet Topuz’u arkasına bırakan Servet’in, rakibi ile arkadaşını karıştıran Gökhan Zan’ın top kontrolünde U16 izlenimi veren Sabri’nin bacakları titredi.

Yazarın Tüm Yazıları