Angarya maçı

HERKES İngiltere'yi düşünüyor ama, önümüzde Liechtenstein maçı var. Futbol dünyasında artık her şey mümkün. Almanların geçtiğimiz aylarda Faroe Adaları karşısında çektiği sıkıntıyı hatırlamakta yarar var.

Eğer ‘‘puan yok, Haluk Ulusoy'un bol bol dağıttığ prim yok’’ hesabıyla bu tür hazırlık maçları angarya olarak değerlendiriliyorsa, benim de diyeceğim fazla bir şey yok.

Şenol Güneş'in 23 futbolcuya yer verdiği maçı da zaten maç diye nitelemek zor. Bu bir hazırlık maçıysa, yapılan yanlış. Temel kadronun eksiklerini görmek ve onları takviye etmek düşüncesinin yerini, takımın tümünü değiştirme mantığı aldı. Bunu resmi maçlarda nasıl yapacak? Özel de olsa milli maçın bir önemi, bir hedefi olmalı. Özel maçlar eksikleri görme maçıdır. Herkese forma verme maçı değil.

Yıldıray ve Emre'nin orta alanda eksikliği hissedildi. Sahayı enine hareketlenerek geçmeye çalışan Hasan Şaş, rakip savunmanın kapanmasına imkan sağlıyor. Hasan, oyunu derinliğine oynamalı. Tümer, çok gayretliydi. Orta sahanın sağında Okan, ona yaklaşan Tümer ve Hasan Şaş'ın rakip ceza sahası kenarında kurdukları üçgenlerden Nihat ve Hakan Şükür'e tek gol pası çıkmadı.

Güvencemiz Nihat

Nihat
, bu takım en önemli yıldızı. Özgüveni ve gol bölgelerindeki çabukluğu ve fuleleriyle milli takımın Portekiz yolundaki en önemil isimi. Milli takımda suvunmanın sol kanadındaki Ergün'ü hiç bu kadar negatif görmemiştim. Milli takımda orta saha-defans koordinasyonunda gerek Tugay ve gerekse Selçuk Şahin ağır ve rakibi bozan özelliklerden yoksunlar. Milli takım istediği zaman oyunu hareketlendirip, gol üretebilecek yapıya ve yıldızlara sahip. Ama bir maçı maç olmaktan böylesine çıkartmayı da uluslararası boyutta milli takımlar düzeyinde ilk defa gördüm.

Buna hazırlık maçı demek de mümkün değil. Moldova'yı buraya çağırtmaktansa ikinci ligden dişli bir takımla bu antrenman maçını yapmak mümkün olurdu. Maksat adam denemekse...
Yazarın Tüm Yazıları