İlker Yasin

Sergen Yalçın gibi Beşiktaş

27 Ekim 2020
Beşiktaş Teknik Direktörü saha kenarında dingin, futbolcular da onun gibiydi...

Sergen Yalçın futbolculuğunda sahada da sahanın dışında da sakin ve dingin idi. Oynadığı zaman maçın kaderine etki ederdi. Ama kenarda hâlâ dingin. Beşiktaş 3-0 öne geçtiği maçı az kaldı kazanamayacaktı. Çünkü futbolcular, koçları gibi sakin ve dingindi. Hatta lakayıt, zaman zaman sorumsuzdu. Kenardan oyundan kopan, dağılan oyunculara Güneş gibi müdahale edememek, Terim gibi kendine getirememek Sergen hocaya pek yakışmadı.

 

İLK YARI SEZONUN EN İYİSİ

Beşiktaş, Trabzon’da kazandığı maç da dahil dün ilk yarı bu sezonun en iyi topunu oynadı. Yalçın, Vida’nın bu takımın vazgeçilmeyenlerinden biri olduğunu, her yıldızın hata yaptığında kenara alınmayacağını aklından çıkarmamalı. Oyundan kopan, defansı düşünmeyen Gökhan Töre, Güven gibi hücum adamlarının yerine savunmayı da aklında tutan Larin, Ghezzal gibi iki açık, Aboubakar arkasında sürekli pres yapan ve gol arayışında olan ama savunmayı da unutmayan bir Atiba ve ortada Dorukhan, Josef ikilisi ile kompakt bir futbol oynadı Beşiktaş. Aboubakar 1 gol, 1 asiste rağmen ilk döneminin çok gerisinde. “Hâlâ sakat” diyenler var. Daha kolay oynayabileceği, pas verebileceği zamanlarda rakibin darbesine davetiye çıkarıyor, riskli hareketler yapıyor.

EN İYİ TRANSFER JOSEF

Beşiktaş'ın en iyi transferi Josef. Savunmada ve hücuma destekte başarılı, uzaktan vuruşlarıyla etkili, konsantrasyonu yüksek. Skor 3-0’ken profesyonelliğine yakışmayan bir biçimde kırmızı kart görmesi belki bu konsantrasyonun sonucu. De Souza, Dorukhan biraz toparlanınca işler daha iyi olacak. N’Sakala hâlâ kendinden beklenen performansını yansıtamıyor. Denizli’nin golleri ve tehlikeli atakları hep onun bölgesinden oluştu. Ghezzal iyi kumaştı. Ama hâlâ uyum süreceğini atlatamamış görünüyor. Leicester’de Mahrez’e 14 milyon Euro’ya alternatif olan Cezayirli ısındığında sanıyorum iyi işler yapacak.

 

WELİNTON, RUİZ’İ ARATIYOR

Yazının Devamını Oku

Futbol bir eğitim ve kültür işi

21 Ekim 2020
Dün Başakşehir değil başka bir takımımız olsa da sonuç değişmezdi.

Başakşehir kazanamazdı. Neden? Bir yanda Şampiyonlar Ligi tarihinde ilk maçına çıkan Başakşehir, karşısında geçen sezon Devler Ligi’nde Borussia Dortmund ve Atletico Madrid’i eleyip yarı finalde PSG’ye elenen Leipzig. Bizim tarafta kendi liginde sondan ikinci Başakşehir, rakip ise Alman Ligi’nin lideri Leipzig. Bir yanda 21 yaşındaki Fransız Upamecano’yu 2017’de Salzburg’dan 10 milyon Euro’ya alan ve 60 milyonluk Liverpool teklifine prim vermeyen Leipzig. Öte yanda 35 yaşındaki veteran Skrtel’ı Atalanta’dan bedelsiz alan Başakşehir. Bir tarafta son 5 yılda sattığı futbolcularla kasasına 190 milyon Euro koyan, bu sezon sadece 23 milyon Euro bonservis parası ala, 25 yaşından büyük futbolcuya bakmaya, genç ve ucuz alıp yüksek bedellerle satan Leipzig, diğer tarafta Skrtel, Demba Ba, Mehmet Topal, Giuliano, Chadli gibi 30’unu aşmış oyuncularla oynamaya alışmış, şampiyon olduğu halde tek futbolcusunu satamamış, üstüne 6.5 milyon Euro bonservis bedeli ödemiş Başakşehir. Bizim yanda, 46 yaşını bitiren Okan Buruk’u genç geleceğin hocası diye takdim edenler, Alman tarafında 33 yaşındaki Nagelsmann’ın Hoffenheim’dan sonra Leipzig’deki başarısına da alkış tutmayanlar.

4-5 FARK OLABiLiRDi

Başakşehir dün kazanamazdı çünkü daha yaşlı kadrosu, daha ağır çekim bir futbol anlayışı, daha yavaş patlamayan futbolcuları vardı. Hızlı oynayan, stoperi santrfor, santrforu bek olan, blok halde ve dönen, fizik gücü yüksek bir takımdı Leipzig. Topsuz koşularla rakip defans kurgusunu bozan ve kıvrak hızlı adamlarını defans arasına kaçırıp Angelino’ya dört dakika arayla iki gol attıran takım Leipzig. Mert klasik kurtarışlarına devam etmese ilk yarı 4-5 olurdu. Alman ve Türk takımlarının felsefeleri arasında dağlar var. 2017 eylül ve aralık aylarında Şampiyonlar Ligi’nde Beşiktaş, Leipzig’i 2-0 ve 2-1 yendi. Beşiktaş’ta bugün sadece Atiba varken, sattığı çok kaliteli 7 oyuncuya rağmen dün akşam 5 oyuncu Alman ekibinde yerini koruyordu. Futbol artık bir endüstri, eğitim, kültür, yatırım ve felsefe işi. Biz bu işe başlamakta çok geç kaldık.

FUTBOLA KARŞI SORUMLULUK

Başakşehir değil bir başka takımımız olsaydı sonuç değişmezdi. Covid 19 felaketinin Avrupa’yı ayağa kaldırdığı vaka sayılarının 20 bine vardığı ortamda Almanlar dün maça 8500 seyirci alacaktı ama artan Covid olayları nedeniyle 999 taraftarı kurayla stada kabul ettiler. Bu, futbola ve insana karşı gösterilen bir sorumluluktur. Ve bu da eğitimin, kültürün bir parçasıdır.

 

Yazının Devamını Oku

Sergen de dayanamaz Beşiktaş da

5 Ekim 2020
Beşiktaş’ta isimlerin değil, ekip ruhunun azlığı sorgunlanmalı yoksa...

Geçen yıl takım ruhunun yokluğu ve uyum sorunlarıyla F.Bahçe’nin ilk haftalarda yaşadığı puan kayıpları ligden çok erken kopmasına yol açmıştı. Aynı filmi bu yıl Beşiktaş yaşayacak gibi. Mevsim başında Sergen Yalçın ayrılmak istedi. Tüm iskeleti bozulmuş, kalecisi Karius, stoperi Ruiz, orta saha göbeğinde Elneny ve santrfor Burak gitmiş ayrıca iki bek Gökhan-Caner takımdan kopmuşken görmez miydi Sergen, başına neler geleceğini... Ahmet Nur Çebi iyi niyetli ve gerçek Beşiktaşlı...

Fikret Orman’ın bıraktığı borç ve veteran futbolcu yıkıntısının altından çıkmak için Sergen’den başka güveneceği kimse yoktu etrafında. Beşiktaş yönetimi ne zamana kadar Sergen’i tutacak ve Sergen ne zamana kadar dayanacak, bu maç maç skorlara bağlı.

Dün, yıllık 4 milyon Euro’dan başka bir şey görmeyen, sıfır konsantrasyonlu Vida’nın yerine Montero’nun, küçük takımların büyük oyuncusu Mensah’ın yerine Josef’in ve N’Sakala’nın yerine Rıdvan’ın ilk 11’de olması doğru hamleydi. Ama ilk 11’in 8’i defansif karakterdeydi. Ljajic ve Oğuzhan gibi gol pası atabilecek, iyi orta yapabilecek isimlerin yokluğunu anlayabilmek zordu. Beşiktaş rakip kaleye gidemiyor.

Ligin en düşük bütçeli en isimsiz kadrosu G.Birliği önünde kaybedilen 3 puanın acısı fazla olacak. Beşiktaş’ta isimlerin değil ekip ruhunun oyuncu seçiminin ve kazanma heyecanının azlığı sorgulanmalı. Bu gidişe Sergen de dayanamaz Beşiktaş da.

<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiJrZ0xxRjdjQSIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>

Yazının Devamını Oku

Altay ile Luyindama’nın gecesi

28 Eylül 2020
Orta sahaların boş olduğu derbide kaleciler ve stoperler yıldızlaştı.

Garip bir maç oldu. Heyecan çok ama kalite yok. Gol pozisyonları bol, orta sahalar yol geçen hanı gibi bomboş ve savunmalarda kaleciyle stoperler yıldızlaşıyor... Başta F.Bahçeli Altay, ve G.Saraylı Luyindama olmak üzere... G.Saray oturmuş kadrosuna rağmen beklenenin altında, F.Bahçe geçtiğimiz iki haftaya oranla daha diri, kompakt ve umulanın üstünde bir futbol oynadı.

BULUT PLANLARI BOZDU

Yedi eski oyuncusuyla lige ve Avrupa kupalarına iyi başlayan ve en hazır takım görüntüsü veren G.Saray golü ararken nasıl savunmaya geçeceğinin hesaplarında zorlandı. F.Bahçe’nin geçen haftaki şok Hatay beraberliği sonrasında herkes G.Saray deplasmanında savunma futbolundan gole gidiş yollarını nasıl bulacağını düşünürken, dün akşam sıkıntı savunmada yaşandı.

İlk yarının yıldızı Altay’ın kurtarışları olmasa bu devrede skor tabelası 3-0 olabilirdi. Savunmada açıklar veren F.Bahçe hücumda orta sahayı hızlı geçişleriyle, rakip ceza sahasına geçiş ve şut pozisyonları ile G.Saray’ı şaşırtı. Gustavo’nun yanına Sosa’yı koyup Ozan’ı ileriye iterek Luyindama ve Falcao’ya baskı uygulatan Erol Bulut, ev sahibi takımın geriden oyun kurma planını bozdu.

FATiH TERiM HAKLIYDI

Teknik direktör dışında 7 yeni yabancıyla oynayan F.Bahçe’de ilk defa yan yana gelen stoperler Lemos ve Tisserand çabuklukları ve ayak hakimiyetleriyle göz doldurdu. Erol Bulut Thiam’ı çıkartıp Samatta’yı almak için 66 dakika beklememeliydi. F.Bahçe oyun planıyla G.Saray’ın etkili isimleri Belhanda, Feghouli, Falcao ve Emre Kılınç’ı pasifize etmeyi başardı. Dün gece F.Bahçe’yi oyunda tutan yaptığı kurtarışlarla Altay, G.Saray’ın oyunda kalmasını sağlayan ise Luyindama ve Marcao’ydu. 

F.Bahçe maç boyunca kazanma iradesini ortaya koydu. Daha kompakt, daha koşan ve yardımlaşmalı bir futbol sergiledi. Babel, Etebo ve Diagne’yi 70’te oyuna alan Terim el freni görüntüsü veren Arda, Feghouli ve Falcao’yu çıkarmakta haklıydı. Babel, Gökhan’ın üstüne yaptığı driplinglerle onu geriye etti ve Emre’ye nefis bir gol pası verdi. Altay gecenin 5. gol kurtarışını yaptı.

Hakem Palabıyık aynı oyun gibi, garip bir maç yönetti. Kararlarında standardizasyon yoktu. Kritik pozisyonlarda düdüğü genelde G.Saray lehine çaldı. En net örnek 45’teydi. F.Bahçe atağında Marcao’nun Valencia’ya yaptığı bariz faulü görmeyip G.Saray’ı kontraya kaldıran Palabıyık, az kalsın Arda’nın ortasında gol de attıracaktı. Yenilenen kadrosuyla F.Bahçe’nin dünkü oyunla geleceği parlak görünüyor.

Yazının Devamını Oku

Guardiola sistemi Galatasaray

13 Eylül 2020
Seri ve Lemina’nın gidişinin, Belhanda ve Feghouli’nin kalışının G.Saray’da bir orta saha zafiyeti yaratacağında herkes hemfikir.

Arda ve Emre Kılınç’ın gelişi bu bölgeye kan pompalar mı düşüncesiyle bu iki futbolcuyu dikkatlice izledim. Daha ilk maç ve yarım yapmak için çok erken ancak hem Emre hem Arda’nın, Seri ve Lemina’nın gerisinde kalacağını düşünüyorum. Dünkü maç 8-2 de bitebilirdi. Maçın başında ağır bir penaltı kararı sonrası gelen golle geriye düşen Gaziantep, karşılaşmanın 82 dakikalık bölümünü tüm disiplinlerden koparak kamikaze gibi oynadı. Sumudica biraz atak ve gözü kara bir teknik adam. Kapalı oyunu sevmiyor. Dün takım disiplininin kaybolmasına adeta önayak oldu. Maçın 35. dakikasında, art arda üç mutlak golü kaleci Günay önlemese, Emre-Belhanda-Falcao sayısız gol kaçırmasa skor dediğim gibi olurdu.

FALCAO GERİYE ÇEKİLİNCE

Guardiola'nın oyun sisteminde Barcelona 4-6-0 düzeninde bir görüntü veriyordu. Mourinho da santrfor bölgesindeki oyuncunun geri gelmesini ve kenardan ceza sahasına girecek oyuncuların onun boşalttığı alanlarda gol bulmasını isterdi. Dün Terim de Falcao’yu orta sahanın içine katarak ve kenar adamlar dışında Falcao’nun boşalttığı alana orta sahadan da adam sokarak hem Mourinho’nun dediği modeli yaptı hem de Guardiola’nın sistemine yakın bir şablon oluşturdu. Ve bu sistemde Falcao hem asist özelliğini kullanarak kenardan gelen Emre’ye gol attırdı hem de Feghouli’nin kendi alanına giderek çok kez golle burun buruna gelmesini sağladı.

Arda, Falcao, Belhanda, Feghouli gibi çok iyi pas yapan ve adam eksilten oyuncularıyla G.Saray golü bulmanın yollarını öyle veya böyle buluyor. İki bek, Omar ve Saracchi ofansif bir görüntü verirken stoperler Marcao ve Luyindama Terim’in en sağlam bölgelerinden biri. Geçtiğimiz yıllardaki performansları inişli çıkışlı olan Belhanda ve Feghouli’yi dün biraz toparlanmış buldum. Donk’un hem stoper hem orta saha oynama meziyeti, Babel’in tecrübesi ve oyun geliştirip bitirme becerisi, G.Saray için büyük kazanç. G.Saray’ın bu yıl şampiyonluk yarışında olmazsa olmazları; 1. Diagne kazanılacak, 2. Belhanda-Feghouli ikilisinin performansı yüksek ve sürekli olacak, 3. Marcao-Luyindama tandemi sakatlık ve cezalarla bozulmayacak, 4. Falcao’nun asist özelliklerinden yararlanılacak.

Kuralların uygulanması kadar hakem tarafından uygulanması da önemlidir. Kural topun ele değil, elin topa gitmesini yani kasıt unsurunu önde tutar. Bahattin Şimşek’in penaltı kararı ağır bir karardı.

Yazının Devamını Oku

Bu şampiyonluktan alınacak çok ders var

27 Temmuz 2020
Türk futbolu, tarihi günler yaşıyor. Kovid-19 pandemisi nedeniyle bir süre ara verilen ve deyim yerindeyse ‘3 devre halinde oynanan’ Süper Lig’de şampiyonluğu Medipol Başakşehir kazandı.

Kuşkusuz bu şampiyonluktan alınacak çok dersler var. Turuncu lacivertliler, doğru bir şekilde yönetilen kulüplerin, taraftar desteği olmasa bile hedefine pekalâ ulaşabileceğini gösterdi. Evet, Başakşehir’in Türkiye’deki birçok kulüpten daha iyi imkanlara sahip olduğu bir gerçek. Barcelona’dan Arda Turan’ı bile transfer edebilecek kaynaklara sahipti kulüp. Bu, işin bir yanı...

SAĞLAM İSKELET

Diğer taraftan Abdullah Avcı’nın teknik direktörlüğü, Göksel Gümüşdağ’ın başkanlığında çok başarılı hamleler yaptılar. Cengiz’in Roma’ya satılmasından sonra Robinho, Demba Ba ve Skrtel gibi veteran yıldızları kadroya almak ve ekiple kaynaştırmak kolay değildi. Türkiye’de her futbolseverin ilk 11’ini kolaylıkla sayabileceği bir kadro istikrarının yanında, kalede Mert, önünde Epureanu, orta göbekte Mahmut ve santrfor Crivelli ile sağlam bir iskelet yaratıldı. Bekler Caiçara ve Clichy, orta alanda kreatif İrfan Can, müthiş perfromansıyla Visca, takımı ileriye taşıdı. Okan Buruk’un hakkını kimse yiyemez. Son sırada aldığı Rize’yi kümede tutan, Türkiye Kupası finalinde G.Saray’ı yenerek Akhisar’a kupa kazandıran Buruk için bu şampiyonluk sonuna kadar helâldir.

KAZANMAK ZORUNDA OLSA KAZANIRDI

Bir takımda olması gereken temel özellikleri eşit olarak kullanan Başakşehir; en çok şut atan 3 takımdan, en çok pas yapan ve topa sahip olan 5 takımdan biri. Geçen hafta şampiyon olan Başakşehir için dünkü maç bir formalite maçıydı. Kasımpaşa çok rahat gol pozisyonuna girdi. İlk yarıyı 2-0 önde kapatan Fuat Çapa’nın takımı zaten müthiş performansıyla bu yılın gözde ekiplerinden biri. Demba Ba ve Visca ile gelen iki gol, şampiyonun ligi yenik kapatmasına engel olamadı. Ama gerçek şu ki; Başakşehir şampiyonluk için kazanmak zorunda olsaydı, mutlaka kazanırdı. Kasımpaşa için son maçında şampiyonu yenmenin keyfi de güzel olacak.

TRABZON'UN İKRAMI

Başakşehir hakkıyla şampiyon oldu ama Trabzon’un ikramlarıyla. O ikramları son 4 yılda hep Başakşehir yapmış, adeta şampiyonlukları elinin tersiyle itmişti. Son 6 sezonda hep ilk 4 içerisinde. Son 3 yılda bir 3.’lük, bir 2.’lik ve şampiyonluk. Başakşehir’i yürekten kutlarım.

Yazının Devamını Oku

Lig pandemi sonrasında şükür bitti

26 Temmuz 2020
Çok büyük riskti pandemi sonrası lige dönmek. Doğrusu ben karşıydım. Söylenen ve görünen ekonomik ihtiyaçların insan sağlığına tercih edildiğiydi.

Uygulanan protokollerle Kovid sahaya pek yansımadı ama futbolcuları yüzde 60 psikolojik olarak etkiledi. Beşiktaş’ın Sergen’le yaptığı finiş ve üçüncü sıraya çıkması, G.Saray ve F.Bahçe’nin ilk beşin altında kalması ve Başakşehir’in şampiyonluğa ulaşması ligin sürpriz sonuçlarındandı.

ÖLÜ TOPRAĞI KALKMALI

Ligin son haftasında şampiyonluğu garantileyen Başakşehir’in 19 puan gerisinde evinde, kümede kalma hesabını hakemlerin bitiş düdüğüyle yapacak Rize önüne çıkan F.Bahçe için söylenecek tek şey Beverly Sills’in dediği gibi “Gidilmesi gereken hiçbir yolun kestirmesi yoktur.” F.Bahçe üstünde bu ölü toprağı kalkmalı, yapılan yanlışların muhasebesi çıkarılmalı, ince elenip sık dokunulmalı, F.Bahçe taraftarına ve tarihine layık bir takım ortaya çıkarılmalıdır. “Kaybolmazsak asla yeni bir yol bulamayız” diyen ünlü tiyatro yönetmeni Little Woon’un dediği doğrudur. F.Bahçe iki yıldır kaybolmuştur ve yeni bir yol bulması şarttır.

STANDARDIN ÇOK ÜSTÜNDE

Emre Belözoğlu’nun 40 yaşında futbol performansıyla dün akşam yaptığı paslar, yarattığı penaltı ve gol vuruşu takımın standardının çok üzerinde. Ama kişilik yapısı ve öfke kontrolündeki sıkıntısıyla F.Bahçe’nin yönetici kadrosunda olması kulübün bulacağı yeni yolu zorlaştırır. Yetenek işe yarar ama hırs kadar ileri götürmez. Emre, futbolculuktaki hünerleri hem de kontrolde zaman zaman zorlandığı hırsıyla zirve yaptı. Ve dünkü maçta futbol kariyerini noktalarken 7 eksikle sahaya çıkan F.Bahçe’nin yine en arzulu ismiydi. Bir maç sonrasında “Futbolcularınız yorgun mu?” diye sorulduğunda, “Günde 15 saat çalışıp ayda birkaç yüz Euro ile eve dönen baba yorgun olur. Biz değil” diyen Mourinho’nun felsefesi artık pandemi sonrasında Türk futbolcusunun hep ezberinde olmalı.

ÇAYKUR RİZE ÇOK KAÇIRDI

Maça puan arzusuyla başlayan Çaykur Rize çok gol kaçırdı. Kaleci Harun kurtarışlarıyla başarılıydı. Fenerbahçe ligi galibiyetle bitirmek istiyordu ve Malatya ile Kayseri’den gelen sonuçla rahatlayan Çaykur Rizespor önünde hedefine kolay ulaştı. VAR, hakem hataları, pandemi, siyasi kollamalar vs. derken bir lig öyle veya böyle bitti. İyi ki bitti. Kazananları Avrupa bileti alanları tebrik eder, küme düşenleri eski yerlerine tekrar bekleriz.

Yazının Devamını Oku

Beş dakikada Beşiktaş

20 Temmuz 2020
Başarmak, istediğini elde etmektir. Hedefleri hep şampiyonluk olan Beşiktaş ve Fenerbahçe, bu yılın başarısız takımlarıdır.

<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=41568166&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>

Son iki haftaya girerken Beşiktaş liderin 10, F.Bahçe 16 puan gerisinde kalmışken, dünkü maçın bir derbi maçı, dev maç olması, oynayanların tarihinden kaynaklanan bir yakıştırmadır sadece.

Maç aslında 5 dakika içinde bitti. 19. dakikada önce Muriç’in, ardından Emre’nin mutlak gollük vuruşlarını kurtaran Ersin ile 24. dakikada Vida’ya arkadan yaptığı müdahaleler sonrasında kırmızı kart gören Muriç, maçın kaderini belirledi. Yani 5 dakikada Beşiktaş maça döndü. Fenerbahçe 60 dakika 10 kişi oynadı. Ama Beşiktaş daha başlama vuruşlunda sahada 10 kişiydi. Sahanın en kötüsü Boateng’e Sergen Yalçın’ın 59 dakika dayanması pek anlaşılamadı. İlk yarı saha parselasyonunu iyi yapan, oyun mesafesini kısaltan, baskı yapan, Hasan Ali ve Ferdi ile sol tarafı çok iyi kullanan F.Bahçe, maçı domine etti. 10 kişi karşısına Beşiktaş şaşkındı.

BOATENG'E EŞLİK ETTİLER

Kenar oyuncular Lens ve Boyd, kötü performansta Boateng’e eşlik ediyor, hiçbir defans hamlelerine katılmıyordu. F.Bahçe’nin ilk yarıdaki oyun lideri Emre’nin yorulmasıyla ve 67. dakikada oyundan çıkması Boateng’in de sakatlanarak oyundan çıkışıyla oyun üstünlüğü Beşiktaş’a geçti. Çok başarılı kurtarışların yanında affedilmez hatalar yapan kaleci Altay, dünkü maça Ersin ve Muriç’ten sonra damga vuran 3. isim oldu. 63. dakikada Beşiktaş’ın ilk organize atağında Lens’in ortası ve Boyd’un kale sahasına gönderidği topa, Altay zamanlama hatası yapınca topun indiği noktaya ayağını koyan Vida, Beşiktaş’ı 1-0 öne geçirdi. Ve aynı Altay, Caner’in kullandığı köşe vuruşında, ön direkte kafayı vuran Gökhan’a kolay bir gol attırdı.

F.Bahçe’ye gideceği söylenen iki bek, Gökhan-Caner ortaklığında gelen gol sonrası Gökhan, sevinmedi bile. Maçın hakkı Beşiktaş’ın galibiyeti değildi. Özellikle ilk 60 dakika, oyuna hükmeden F.Bahçe, az önce yazdığım gibi 5 dakika içerisinde bitiremediği maçı ikinci yarı Beşiktaş’a teslim etti. TFF’nin ‘sahada 11 yabancı olmaz’ kararına tepki gösteren Ali Koç’un açıklama sonrasında F.Bahçe’nin sahaya 7 Türk ve 4 yabancı ile çıkması da çok manidar. Ve bu arada Trabzon’un ikramıyla ve 4 yıl finişte kaybetmiş olmanın getirdiği tecrübeyle, bu sezon şampiyonlığa ulaşan Başakşehir ve hocası Okan Buruk’u da yürekten kutluyorum.

Yazının Devamını Oku