Paylaş
Oyuncuların geldikleri yerlerde "oyun kalıpları" değişik... Her şeye rağmen bir sezon içinde tam bir "takımlaştık"
Bu yapımda kim var, tabiki Fatih Terim... Önce futbol felsefesini oyuncularına aşıladı. Neydi bunlar?
-İnançlar.
-Değerler.
-Davranışlar.
-Bir uzman gözü.
-İçgüdü.
Terim bunları ön plana çıkartınca geriye, herkesin hür olduğunu gösterdi onlara.Hiçbir insan ada değildir, her insan Anakara'nın bir parcasıdır" sözlerini söylerken sonuçta, takımın bireylere endeksli olmadığını, başarının karşısında tek vucudun, "BİZ RUHU" olduğunu herkese gösterdi.
Melo ve Riera olayında , eski Fatih Terim olsaydı, "af" asla olmazdı. Artık Terim'in en olgun zamanı olduğunu, içeride geçen olayları kendi isteği ile medyaya yansıtması bile bir başkaydı...
Eskiden yapmak istediği 10,12 yıl önce kampta bir sohbette telaffuz ettiği "Türkiye 60 milyonluk bir ülke, bunların bir çoğu da genç, bir yerlerde futbola aç futbolcular var, onları bulup çıkarmamız gerekir" dediğinde Avrupa kupalarının peşindeydi.
Şimdi ise onlarını hatırladı, Semih Kaya, Emre Çolak ve Aydın Yılmaz... Başka hocalar olsaydı, üç futbolcunun, başta Aydın Yılmaz'ın Galatasaray forması giymesi hayal olurdu.
Galatasaray'ı gittiği yol "taşlı" değil dümdüz kaymak gibi...
Paylaş