Futbolumuz inişli çıkışlı. Futbol Federasyonu'nda durum karmakarışık, kime yaranacağını kestiremedi. Başkan koltuğa oturur oturmaz, "O da yakında gider" sözleri. Kulüp yöneticileri adeta bülbül. Hele bir takım salantıda oldu mu, hemen teknik adam değişikliği. Boşta olan antrenörler aslında boşta kalmıyorlar, hemen TV'lerde yerleri hazır ve nazır. TV'ye çıkaranlar da soteye yatmışlar; Biraz daha kal, yakında takımlarda ayıklamalar başlar. Kötü giden kulüpler "Taze kanda bir yarar vardır" deyip ooh çekerler. Teknik adamlar içinde aynı takımlara iki, üç, dört, hatta beş kez gidip gelenler var. Bugün piyasada teknik adamlık yapanların hemen hemen hepsi, rahmetli Gündüz Tekin Onay'ın tezgahından geçti. Peki Gündüz Tekin Onay'ın "Antrenör olmanın erdemi" sözünü uyguluyor musunuz? Ama bizim teknik adamlar, boşta kaldıkları zaman kötü giden kulüpler öyle güzel mercek altına alıyorlar ki, hazır olduklarını resmen gösteriyorlar. Birbirlerinden farkları yok, birini gidişi, sonra diğerinin dönüşü, bu çark her yıl dönüp duruyor. Bir sezonu keyifli bir şekilde bitiren hocalar yok. İşte teknik adamların tümünün felsefesi; Paslanacağımıza yıpranalım!