LİNCOLN bir siyasetçi gibi sahayı bölge bölge dolaştı. Yanlış anlamayın oy istemedi. Topu istedi. Çünkü başlangıçta Galatasaray oyunu kuramamıştı. Paralel paslar yapıyor, dikine oynuyorlardı.
Solda ise Kewell yoktu, akort bozuktu. Arda zaten oyunun başında ayağında arıza olduğunu gösterdi, bir darbe de alınca sahneyi Alparslan’a bıraktı.
Lincoln demiştim. Lincoln öyle bir top oynuyor ki, adeta samba yapıyor. Ayrıca da arkadaşlarını da yönetiyor, bir orkestra şefi gibi. En sıkıntılı anda imdada yetişti, penaltıyı da yaptırttı. Galatasaray bir ’oh’ çekti. Lincoln böyle oynarsa Galatasaray hep kapalı gişe oynayacak. Geçen maç tribünler boştu, dün doldu, yakında G.Saray’ı izlemek için yer de bulunmayacak. İşte bir yıldızın yarattığı fark. Bu gidişle biz de sürekli Lincoln’ü yazacağız. Çünkü Lincoln, öyle bir çıkış yakaladı ki, oynadığı futbol adeta alışkanlık yaratıyor. Herkes acaba yine ne yapacak diye sahada dört gözle onu gözlüyor.
Başı çok ağrır
Şimdi diyeceksiniz ki, bu adam hep Lincoln’den bahsetti, diğerleri hiç oynamadı mı diye? Vallahi aradım, taradım bulamadım. Bir Baros var elle tutulacak. O da forvette tek başına koştu, çabaladı, Lincoln’ün adeta yardımcı aktörü gibiydi.
G.Saray’daki sağ bek sancısı yüzünden Serkan Kurtuluş’u o mevkiye monte etti Skibbe. Ama genç Serkan, oyunun başından itibaren bir türlü sahaya adapte olamadı. Sırıttı, sırıttı ve sonunda penaltıya neden olan isim oldu. Yani bu forma Serkan’a şimdilik biraz bol geldi. Bir paragraf da savunmadan bahsederken Servet’e açalım. Dün yine Servet yeni modasına devam etti. Yine ileriye çıkıp pas dağıtmaya kalktı. Neyseki rakip Bellinzona idi, açıktan yararlanamadı. Servet, bu huyundan vazgeçmezse G.Saray’ın başı iyi bir takım karşısında ağrır.
G.Saray tur biletini aldı ama, ikinci bölümdeki etkisiz futbolu ile yine 2 hafta önceki korkulu günlerine döner gibiydi. Seyirci bile maçın sonlarında artık isyan edip, yan paslarda takımını yuhalar hale geldi.
Bu gerginliği yine Lincoln ortadan kaldırdı, Yaser’e "al da at" dedi, o da günün kahramanını kırmadı.