Paylaş
Hakem ilk yarının bitiş düdüğünü çaldı. Bu zaman dilimi içinde Trabzonspor ne yaptı? Hiç birşey... Sanki Orduspor alanı mayınlarla donatılmış gibi adım bile atmadılar.
Orduspor mu?
Doğrusu Hector Cuper ile dersine iyi çalışmışlardı. Devamlı Trabzonspor kalesine indi. Defansta, Ali Çamdalı, Agustin, sağında oynayan Garcia ve Serhat ile aralarındaki bağlantılar halat gibi sağlamdı.
Orta sahada oynayan Nizamettin ve Kamil, kenarlarda oynayan Monje ve Umbides’in aralarındaki pas alışverişi iyiydi. Ancak bu iyi alışveriş golü getirmedi.
AKILLI DEĞİŞİM
İkinci yarıda Şenol Güneş, soruna çare buldu. Olcan’ı oyuna aldı. Bu sefer de Orduspor şaşkına döndü. Orduspor geri çekilince, Trabzonspor da boş alanlar buldu. Gecenin kahramanı da Olcan Adın’dı.
Futbolda laubaliliğe yer yok. Hasan Kabze, oynadı mı oynamadı mı belli değildi. Orduspor beraberliği buldu ama o andan sonra öyle işler yaptı ki... Başta iyi oynayan Ali Çamdalı, çok önemli bir hatayı yaptı. Verdiği pas kısa düşünce; Trabzonspor’un golü “geliyorum” dedi.
Futbol acımasız bir oyundur. “İyi oynadık” ama yersiz top kayıpları yapar, pozisyonları değerlendiremezsen, başın öne eğik sahadan ayrılır gidersin... Orduspor’da bu laubalilik, bu rehavet olduğu sürece, maç kazanmaları zor.
Paylaş