Paylaş
Sorumsuzluk, ne tiyatroda, ne de futbol sahalarında kabul edilemez. Oyuncu, her rolü yapacak, alkışını alacak ve soyunma odasına, terleyip gidecek. Oyuncular, “Ben ne yaptım” diye düşünmek zorunda... Eğer hatalarını bir daha tekrarlarsa ve bundan da lehine sonuçlar bekliyorsa, yanılıyorlardır.
Aynı tas, aynı hamam
Dün herkesin aklı, düşüncesi Galatasaray’ın iyi futbol oynayıp, oynayamadığındaydı. İlk devrede, Galatasaray neleri yapamadı, sıralayalım...
Orduspor kalesine gitti mi? Yok.
Melo, Amrabat ve Hakan? Hiç yok.
İkinci bölümde, perde açıldı. “Galatasaray, Orduspor’u evirir, çevirir yener” düşüncesinde olanlar yanıldı. Baktık, aynı tas, aynı hamam.
Galatasaray yoktu
Fatih Terim, Ordu sularında batacağını anladı. Makine dairesine iki değişiklikle, iki kuvvet daha verdi. Pistonlar çalışmadı. Gemi su almaya devam etti ve baştan sona kadar battı... Biz Galatasaray yazıyoruz ama Hector Cuper dersini çalışmış. Kurt hoca... Takımında kötü oyuncu yok. Ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Bütün takımın birliktelik ve uyumu çok iyiydi. Kısacası; Galatasaray yoktu, Hector’un talebeleri vardı.
Paylaş