Paylaş
Dünkü maçı bu ana felsefe çerçevesinde analiz etmeye çalışalım... N’Diaye ve Musa Çağiran, Selçuk ile Melo’yu sürekli baskı altında tutmaya çalıştı. Ancak genel anlamda, kritik anlarda rakibini hataya zorlayan ve bunlardan yararlanması bilen Galatasaray’dı. Galatasaray orta sahası rakibin pas trafiğini bozmada bazı bölümlerde başarılıyken, zaman zaman bunu yapamayınca Bursaspor etkili oldu. Selçuk, pas servisinde bir numaraydı yine. Ancak rakip alanın boşluklarına yeterince sızamadı. Melo da bunu gecikmeli yapınca, Galatasaray daha baskın olma şansını yitirdi. Becerisini kullanan, oyunu çabuk okuyan, ikinci top kullanma sanatını ortaya koyan bir numaralı isim Emre Çolak oldu…
Dün akşam Elmander’i aradım, taradım ama çıkana kadar bulamadım… Bursaspor, Twente macerasını bir kenara atmıştı, adeta zincirlerini kırmak adına sahada ciddi bir mücadele ortaya koydular. Galatasaray’ın ikinci golü maçın en ilginç anlarından biriydi. Top defalarca gidip geldi ve en son Musa Çağıran kendi ağlarını buldu. İşte rakibi hataya zorlamanın en güzel örneklerinden biri. Dün akşam rakibin yaptığı hatalar ve bunlardan iyi yararlanmak G.Saray açısından maçın sırrıydı.
Rakibi hataya zorlamak ve bundan yararlanmak elbette önemli. Ancak kazanmanın yolu her zaman bu değil. İşte bu nedenle Fatih Terim, eminim ki rakibini bu anlamda bir analizden geçirecektir. Çünkü yarınlarda hep rakibin hatalar yapmasını ve bunlardan yararlanmayı beklemeyecek kadar gerçekçidir.
Paylaş