Paylaş
Rakibin eksik olması, yıldızlarının kadroda bulunmaması bir avantaj değildi. Değildi çünkü bu takımda oynayan tüm futbolcular hep aynı düzende oynamaya alışık futbolculardı.
Bu genç ve dinamik ekip karşısında G.Saray yapması gerekeni yaptı:
Kanatları kullanması gerekiyordu, KULLANDI.
Orta alan, forvet hattına destek vermeliydi, VERDİ.
Dirençli, agresif bir futbol sergilemeliydi, SERGİLEDİ.
Bunlar oyunun tek yönünü ifade ediyordu. Yani gole ulaşmayı. Ama bir de bu karşılaşmanın savunma yanı vardı:
Orta alan ve savunma arasındaki bağlantılar ve pas alışverişleri mükemmele yakındı.
Tehlikeli ataklarda hem bireysel hem de takım sezgisi üst düzeydeydi.
Takım içindeki yardımlaşma da üst seviyedeydi.
Tüm bu olumlu unsurlar biraraya gelince galibiyet de geldi elbette.
Ama sadece bu kadar değil. Kenarda Fatih Terim, elindeki en iyi kadroyu, en üst düzeyde hazırlayarak maça sürdü. 11 isim hiç ayrı bir ses çıkarmadan :
1- Ortak amaç...
2- Sorumluluk..
3- Ortak inanç için, ahenk içinde hareket etti.
Yenilir dedi...
CUMA gününü hatırlayın, Karabük’e yenilen takımı. O takımın bi maçı kazanacağını düşünenlerin sayısı fazla değildi. Duygular paramparça olmuş, dirençler kırılmış bir haldeydi.
Atatürk’ü andım:
“Ordu yok” dediler, “Kurulur” dedi...
“Para yok” dediler, “Bulunur” dedi...
“Düşman çok” dediler, “Yenilir” dedi...
Dün gece, G.Saray da aynen bunu yaptı.
Kısa ve öz
ŞAMPİYONLAR Ligi’nde 2. tur için G.saray artık daha iddialı.
Bir üst tura çıkmak mümkün mü?
Kısa ve öz, evet mümkün. Yeter ki, inancımızı kaybetmeyelim.
Paylaş