Paylaş
Yönetimdeki bu değişiklik fırtınasi dinmeden, bu kez Fatih Terim krizi patlak verdi ve ortalık toz duman oldu.
Ama bu havada rüzgar bir türlü dinmek bilmiyordu...
Bu kez futbolcular arasında "Sen, ben" sözleri fazla duyulmasa da saha içinde ve dışında gözle görülür bir şekilde yansıyordu...
Durum bu haldeyken Florya'da gerçek anlamda bir "komutan" tayini yapmak için kollar sıvandı fakat o komutanı bulmak milli piyango tutturmaktan daha zordu. Sürekli çekliş yapılıyor ama çekilen hep amorti...
Bu kez de, futbolun ve kulüplerin en tehlikeli sorunlarından biri "futbolcuya dayalı" bir ekip kurmak...
Her takımda şöhretli futbolcuya ihtiyaç vardır, bu kaçınılmazdır. Ancak onun da zaman ayarı vardır, sevildiğini bildiği için zamanla tehlike çanları çalmaya başlar...
Drogba, sezon başından bu yana sevilen bir kişi oldu. Zamanla takımın yükünü taşıdı...
Fakat yıldız oyuncuya bir haller oldu, zamanla nerdeyse kendini "Antrenör futbolcu" hissetmeye başladı...Bunun sinyalleri ilk olarak UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Kopenhag maçı öncesi takımı toplayarak nasıl oynamaları gerektiğini tercüman ile iletmesi oldu.
Daha sonra Süper Lig'de Sivasspor maçında yardımcı antrenörler Tugay ve Taffarel olmasına rağmen Mancini ile oyun okumaları diğer oyuncuları rahatsız ettiği kessin...
Drogba, sadece Galatasaray'ın değil tüm takım taraftarlarının gönlünde taht kurmuş bile... İşte bu sevgiyi bilen Fildişili yıldız, ilginin verdiği havayla işin dozunu kaçırınca takım arkadaşları ile arasında mesafe açıldı. Birileri, ülkemizde her insanın bir yere kadar "Hoşgörülü, sevecen, saygı duyan" bir yapısı olduğunu kendisine anlatmalı ve o da bu na göre neyin nezaman yapılacağını bilmesi gerekir...
Futbol, öyle bir derya ki önce el üstünde tutulursun, zaman gelir tepetaklar olur aşağı düşersin, anlayamazsın...
Real Madrid karşısında öyle bir Galatasaray vardı ki, kimin ne yaptığını Mancini bile anlayamadı, başkaları nasıl anlasın.
İki aydır bu ekiple birlikte, elinde birçok enstrüman varken bunların yapılarını hala öğrenmedin mi?..
Daha oyunun başlarında hücum, orta alan ve defans aralarında beş masa beş sandalye farkı var. Orta alanda,Real Madrid'in geniş alanda kendisini hiç rahatsız etmeyen bir "Bekçi" bulunmadığından istedikleri gibi "at oynattılar"
Bu transfer sezon başında yapıldı, herkes ismine bakarak "en iyi transferi Galatasaray yaptı" dedi. Aslında kazın ayağı öyle değil, farklı yapılardan gelen futbolcular birbirlerini tam olarak tanıyamadı.
Bu takımdan başka daha fazla ayuncu yok, dertleri büyük. Çünkü her oyuncu kendine göre şöhret.
Aslında işim aslı öyle değil...
Bundan sonra takımın düzelmesi için de sihirli değneğe ihtiyat var...
Paylaş