Paylaş
Ama Manisaspor öyle hızırlanmış ki, Galatasaray'ın her parsellerinde nasıl futbol oynadığını, hangi futbolcunun zaman ayarlarını bile ezberlemiş. Bunları yaparken de kendilerinin rakibi nasıl yeneriz diye hesaplarını yapmışlar. Şutu direkten döndü, olmadı. Galatasaray'ın burada tek yeri çalışıyordu oda sol kanadı. Emre Çolak kendisini orada hep saklıyordu, kazandığı topları hücum adamlarına santim santim ortalar yapıyordu, ama neticeleri alamıyordu, bir de Selçuk'un ortasında kafa vuruşunu ağlara gönderseydi, işte o zaman Emre Çolak, Emre Çolak olacaktı, belkide Fatih Terim ikinci bölümün ortalarında kendisini almayacaktı. Engin de girince yararlı tüm hareketleri yaptı.
Oyunun ikinci bölümünde Ahmet İlhan'ın şutunu Muslera köşeye giden topu kurtarmasaydı sonuç ne olurdu belli olmazdı.
Selçuk İnan, Manisaspor'da oynadığı zamanlarda idmanlarda yarım saat firikik atışlarını çalışırdı, işte o zaman da serbest atışlarda bir çok takımların gardını yıkan adamdı. Trabzonsopr'da yapamadıklarını Galatasaray'da yapmaya başladı. Melo Galatasaray'ın emniyet sibobu bu güzel ama, hırsını bir türlü ayarını yapamayan, yerli, yersiz hareketleri hep kendine zarar veriyor.
Manisaspor'un Yiğit'in kırmızı kart görmesi rağmen hızını kesmedi.
Ama Fatih Terim rakip ne kadar eksik olsa da bunun için işi garantiye almak felsefesinde "Ben öndeyim bunu nasıl yaptımsa, bunu korumak'da önemli" diyen bir yapısı va, buda doğru bir felsefe.Onun için Kazım'ın oyundan alıp Ayhan'ı orta alanda kalabalık tutup rakibin alanın sıkıştırmak doğru bir karar.
Şimdi Galatasaray uzun zamandan bu ilk yarıyı iderliği özleten kişi de Fatih Terim oldu. Hem de yeni bir yapınlanmış ekibine ayar yapan bir kişi. Şimdi lider ama ligin ikinci bölümünde neler olacak belli değil. Aynı sahneleri nasıl yaşayacak oda ayrı bir düşünce ama ne olursa olsun taraftarın hasret kaldığı özlemi geri döndermek ayrı bir heyecan.
Son olarak Galatasaray Manisaspor'u yenerken mağlup da olabilirdi, çünkü karşısında çetin bir ceviz vardı...
Paylaş