Paylaş
Adeta okyanusta dalgalara kapılmış bir gemi gibi gezip duruyor. Fırtına ha bugün, ha yarın geçer diye yol haritası bulmaya çalışıyor. Yok Fatih Terim, yok Ünal Aysal, Mancini derken ortada dolaşan sözler bir hortum gibi G.Saray’ı süzüp duruyor. Buna yerli oyuncu eksikliği ve yabancıların performans düşüklüğü de eklenince takım ayağa kalkmakta zorlanıyor... Dün sahada ise dirilen, hayata dönen oyuncuların başında Selçuk var. Bugüne kadar unuttuğu gol paslarını tekrarlamaya başlamış. Burak’ın koşu yoluna attığı top nefisti. Burak ise gol pozisyonu hariç ofsayta düşmeyi herhalde çok seviyor ki durmadan tekrarlıyor. Melo savaşçılığının dışında oyunun genişliğine attığı toplarla da dikkat çekiyor.
YANLIŞIN DA YANLIŞI...
Tabii bir de maçın hakemi Halis Özkahya var. Önce Dany’ye bir faul hareketinde verdiği kart, daha sonra da kırmızı göstermesi... Ya Sivassporlu Ümit’e hiçbir şey yapmadan kendisini yere atan Burak’ın pozisyonunda kırmızı kartını çıkarması?..
Mancini geldi, bir takım buldu, yerlisi ile yabancısını önüne koydu ve baktı ki herkes başka telden çalıyor. O da şaşırıp kaldı. Kimsenin Mancini’ye söyleyecek bir sözü yok. Elinde sihirli değnek yok ama 2. yarıda da aynı dertler devam ederse o zaman eleştiriler başlar. G.Saray’ın sakın iyi futbol oynadığını söylemeye kalkmayın, resmen eziyet çekti. Hele son dakikadaki penaltıda topun başına Drogba’nın geçmesi yanlışın da yanlışı idi... Selçuk ilk penaltıyı atmış, sen kim olursan ol “Ben bu takımın kralıyım” dersen, ileride bu işlerin önüne hiç geçilmez. Teknik adamın yanında, idmanlarda hocalık, maçlarda yardımcı antrenörlük derken, her şey senin istediğin gibi olmaz Drogba.
MAÇIN İYİSİ
Eski günlerine dönen Selçuk İnan.
MAÇIN KÖTÜSÜ
Her topu kullanmak isteyen Drogba.
HAKEM: Verdiği kararlarla oyunun iplerini elinden kaçırdı.
Paylaş