Baş aktör Arda oldu

BAZI yönetmenler, film çekimi yaparken baş aktörleri çeker, hangi oyuncu nasıl iş yapar ona bakar. Senaryosunu ona göre hazırlar...

Yönetmenler, filmi çekmeye başlayınca, bir de yardımcı aktörlerini, yani gizli kahramanları ortaya sürerler.

Dün izlediğim Ankaragücü-Galatasaray maçında baş aktör, Arda’ydı. Filmin başlangıcında, gelişiminde ve sonucundaki performansıyla Oscar’a aday olduğunu gösterdi. Ama bir de gizli kahramanlar vardı. Mehmetler... Mehmet’lerden Topal olanı defansın önünde, oyun kurgusu, top çalma ve savunma ile ilişkilerini kurdu. Oyunun akışını belli etmeden dengeledi.

Diğer Mehmet, yani Mehmet Güven ise, hücuma destekleyici Hakan Şükür ve Ümit Karan’ın arkasında besleyici rolünü oynadı.

Gövde gösterisi

Otobanlarda gezen "otoban faresi" vardı, Serkan Çalık... Serkan hem içeride, hem de kenarda gidip-geldi, oyunu bloke etti. Hücuma çıktığı zaman da kimseye çaktırmadı. Bir golü de Karan yüzünden heba oldu... Bu saydıklarım, bu filmin gizli kahramanlarıydı.

Diğerlerinin de hakkını yememek lazım. Defans, Servet idaresindeki bir fasıl gibiydi... Hücumda çok güçlü bir rüzgar esiyordu. Ümit Karan ve Hakan Şükür, oyun başlamdan birbirlerine sarılmışlardı. Bu ikisinin arasındaki sıcak diyalog hücumdaki beraberliği gösteriyordu. Şükür uzun zamandır üç direğin arasından topu geçirmeyi özlemişti, Başkent’te onu yaptı, rahatladı.

Ümit Karan da; Arda’nın ayağına bıraktığı topu, mermi gibi bir vuruşla ağlara gönderdi. Bunlar filmin güzellikleriydi.

Hüsrana uğradılar

Ama bir de filmde kopuk olar yerler vardı. O da köşe vuruşlarındaki durum. Ankaragücü ceza alanını kalabalık yapıyorsun, pozisyon buluyorsun, dalgalanma yapıyorsun ama sonunu getiremiyorsun. Bunları her takım yapar ancak ayrıcalıklı olmanın yolu golü atmaktan geçer.

Önemli bir noktaya parmak basmak istiyorum. Galatasaray ile sözleşme imzalayan her futbolcu, oynamak zorunda. Hiçbirinin birbirinden farkı olmaz.

Herhangi biri "Ben olmazsam bu takım yürümez" havasına kapılırsa, hayatı biter. Ama Galatasaray bitmez. Söyleyeceğim şey, her futbolcu akıllı olsun, "ben buyum" demesin.

Ankaragücü’ne de bir parantez açayım. Hafta içinde Oftaş karşısındaki Galatasaray’ı izlemiş, "Biz bunları yeneriz" havasına girmiş. Goller geldikçe hüsrana uğradılar. Ve dün, 10 eksikli Galatasaray’ın hüsrana uğramasını bekleyenler çok üzüldüler.
Yazarın Tüm Yazıları