Altın vuruş

YAZIYA önceki gün oynanan yarım saatle başlayalım. G.Saray salı günü, istediklerini yapamadı.

Haberin Devamı

Rakip üzerinde baskı kurmaya çabalasa da kazançlı çıkamadı. Çok pas yaparak Juventus’u oyundan düşürmek isteyen takım, başarı sağlayamasa da İtalyanları ‘geri vitese’ zorladı. Ancak yine de, Melo ve Selçuk savrulup durdu. Riera, ceza sahasına isabetli ortalar yapsa da Drogba, rakip savunma arasında kaybolup gitti. Sneijder de, Conte’nin takımını oyundan düşüremedi.
Ve dün kaldığı yerden devam etti oyun... Takımda değişen neydi? Drogba kenarda, Burak ortadaydı. Atılacak uzun topları kovalaması için Burak’a görev veren Mancini’nin önüne geçemediği tek şey oyuncularının zorla kazandıkları topu, düşüncesizce kullanmalarıydı.

MISIR TARLASI GİBİ

Bu isimlerin başında Eboue, zaman zaman Melo geliyordu. Gökhan ve Semih gibi anahtar oyuncular, hem kendilerini yordu hem de rakibin ekmeğine yağ sürdü. Uzun toplarla hücumda aktif olmaya çabalayan Galatasaray, oyunun ilk bölümü bitene kadar hedefi vuramadı. İkinci devrede adeta, 30 yıl öncesine gittim. Dün de devam eden yağışla iyice ağırlaşan zemin, ‘mısır tarlası’ gibiydi.
Sahada futbol ver-kaçlarla bile oynanamıyordu. Düz bir oyun hüküm sürmeye başlamıştı. Galatasaray iki şutta, bir gol buldu. Mancini tam zamanında bir değişiklikle Eboue yerine Umut’u oyuna aldı. Umut-Drogba-Sneijder üçlüsü işi bitirdi.
İtalyan hoca, kusursuz top kullanan Riera’yı da devreye soktu. Maç boyu herkesi “G.Saray skoru ne zaman değiştirebilecek” merakı sardı. Aslında Juventus da fazla tehlikeli bölge içerisine giremedi. Tek çare, altın ayakların, altın kafaların sahneye çıkmasıydı artık... Futbol felsefesinin “Vuruş sınırlıdır, fakat yaratıcılık sınırsızdır” temel kuralı, Sneijder’le hayata geçti. Ve Hollandalı, altın vuruşu yaptı. Aslan resmen, İstanbul’un kışını, yaza çevirdi.

MAÇIN İYİSİ

Zaferin gizli kahramanı Riera.

MAÇIN KÖTÜSÜ

Haberin Devamı

Çok top kaptıran Emmanuel Eboue.

HAKEM

Gayet başarılıydı.

Yazarın Tüm Yazıları